MEZALİM
Ya Kahhar ya Cabbar niye bu imhal bu fırsat
İsm-i Sabur'unun tecellisi midir bu mühlet
Mazlumu yangınlar içinde zalimi devranında ve zaferinde ilerleten adalet
Yetmiyor Allah'ım ne dualarımız ne gözyaşlarımız ne de İslamiyet
İnsaflı yürekleri kor ateş gibi yakan bu mezalimi durdurmaya nihayet
Sen durdur Ya Rabbi! Bu ehl-i küfrü İslam beldesinde haksız savaş ve ittifakta
Biliriz Ya Adil, imhal edip ihmal etmezsin çünkü budur adalet
Yetiş Ya Kahhar yetiş Ya Müntakim
Yetişemiyoruz budur bizdeki vaziyet
Kaldırmıyor artık ne vicdan ne insaniyet ne de bizdeki kuvvet
Pervin Önal
EY KUDÜS
Kudüs...
Meftunlar şehri,
Aşıklar şehri,
Gecenin örtemediği şehir.
Üzülme ey Kudüs!
Gelecek Selahaddinin torunları...
Gelecek Şeyh Yasinler, Rantisiler, Ömerler.
Kıracaklar esaret zincirlerini.
Ey Kudüs!
Bitecek bu zulüm, bitecek özlemler
Ve tekrar gül suyuyla yıkayacaklar seni
Geride kalacak zulüm günleri.
Ey Kudüs!
Müslümanlar sana hasret, sana vurgun.
Müslümanlar saf saf dizilecekler bir gün avlunda
“Müjdeler olsun kırıldı esaret zincirleri!”
Meryem Özer
DOGMAMIŞ GÜNEŞLERE
Bir yel misali esti gönlümden
Nereye baksan her yer eziyet
Bilmiyor ki insan neyden umulur medet
Tutunacak bir dalı kalmayana dek
Ey Kudüs aç kollarını
Sana gelmek istiyor bu ümmet
Tarih boyunca bitmedi çilen
Ama bitecek yakında sabret
Ne acılara dayandık senle beraber
Bilmem kaç ana ağladı evladı için
Şimdi baş kaldırdın ya bu zulme
Başımıza hâkim kesildi sahte humanistler
Peygamberin miraca yükseldiği kubbe
Gönlünden gül kopardığım mescidi aksa'm
Birgün güvercinler uçuşacak tepende
Yeter ki sen doğmamış güneşleri bekle
Sokaklarda bağırıp ağlayan çocuklar
Feryadıdır Müslüman nerde diye
Her yer acı kan keder
Ama gel gör ki celladına âşık olmuş cahiller
Zemzem Türker
BİR SEN KALDIN
Gazze'nin kumlarında boğuldu çocuklar
İnsanlık uyanamadı, duyulmadı hıçkırıklar
Feryad, figan en son arşa yükseldi çığlıklar
Yine uyandıramadı bedenlerdeki bin bir parçalar
Korku istila etti devletleri öne düştü başlar
Zulme ağlayacak kimse kalmadı, ne baba ne de analar
Ey İlahi! Bir Sen bir de Hamas kaldı, ne olur bitmeden umutlar
Şadiye Çakır Elitaş - Muş
HIRS VE TEVEKKÜL
Her türlü günahlarımıza rağmen bize merhamet eden ve şefkat gösteren Er-Rahman sıfatı ile...
Şeytan'ın bizi çok yoğun kullanacağı bir damarımız var. Bu damarın ismi tama damarı, diğer manası açgözlülük, bunun da diğer manası doymayan nefis demektir.
Şimdi bir kale kuşatsanız, bu kalenin ilk neresini ararsınız? En zayıf yerini ararsınız değil mi? İşte şeytanın da bizde en zayıf bulduğu yer tama damarı, yani açgözlülük ve doymayan nefis...
İçeride bir tane hain var; Nefis.
Dışarıda ise profesyonel bir adam var; Şeytan.
Kuşatmış mı kaleyi? Kuşatmış.
İçeride haini bulmuş mu? Bulmuş.
Bununla el ele verince sana istediğini yaptırabiliyor. Bunları duyunca “yaa bize ne kadar zarar verebilir ki” diye düşünebiliriz. Öyle değil çokları cehenneme bu sebeple gitmiş doymayan nefis ve açgözlülükten dolayı.
Çünkü dünyalık toplama hırsı insana yaratılış gayesini unutturur. O yüzden bu öyle normal ve kolay bir hastalık değil. Belki literatürde imanın bir cüz’ü olarak geçmez ama hırs bir insanın imanının tamamını yok edebilir. Yani mana olarak bile imanın bir cüz’ü olarak bakabiliriz.
Şimdi biz bu tür meselelerde yarayı derinde zannediyoruz, ama yara daha da derinlerde, içerden kanatır. İçerde ise mahalli iman olan kalp vardır. Yani imanın kanar sonsuz hayatın yok olur. O yüzden ehemmiyetini çok iyi bilelim.
Dünyada mü'minlerin dünyayı elinde tutamamanın sebeplerinde hırs yatıyor. Biz de dünyaya hırsla daldığımızdan kapasitemizin üzerinde dünyayı talep ettiğimizden dolayı Allah bize hırs ettiğimiz şeyi vermemekle bize ahireti vermiş oluyor.
Müslümanlar dünyaya çalışmadığı için dünyayı elde edemiyor değil. Siz hiç ahiretine daldığı için tamamen dünyayı unutmuş sefalete düşmüş bir Müslüman gördünüz mü? Müslümanların dünyayı elde edememe sebepleri dünyaya hırs ile daldıklarından dolayı Allah da (Celle Celaluhu)onların boğulmasını istemezse yani merhamet ederse onlara dünyayı vermez. Bir insan dünyada terâkki etmek istiyorsa hırsı bırakmalıdır.
Şimdi ise tevekkülü konuşacağız; tevekkül de hırs ile aynı anlama gelir hırs ve tevekkül çalışmada birbirinden ayrılmazlar ama neticede birbirinden ayrılırlar. İkisinin arasındaki fark ise şudur: Hırs ile hareket eden bir insan neticede Allah'ın verdiğine kanaat etmez. Tevekkül ile hareket eden bir insan ise neticeye karışmaz.
Bir Müslüman güzel çalışarak neticeyi Allah'tan bilirse bütün başarıların kapıları ona açılır. Ama neticeyi Allah'tan bilmezse, ya olur mu böyle bir netice deyip hırs gösterirse o Müslüman ahiretini kaybedebilir. Bakın dikkat edin! Amel noktası tamamen aynı iş neticede değişiyor. Sebeplere sarılmak tevekkül değildir. Sebeplere saplanmamak tevekküldür.
Peki Allah (Celle Celaluhu) bize bu hırs cihazatını neden verdi? Vermezse olmaz mıydı? Çünkü hırsı kullanacağın bir yer var. Ahiret mertebelerinde terâkki edesin diye verdi. Şahi Geylani, imam Ebu Hanife, Numan bin Sabit gibi hırs et.
Yani ahiretin için hırs et diye verdi. Hırsta hem ahirete hem de dünyaya bakan bir yem vardır. Ahirette cehenneme sebep olur. Dünyada ise lezzeti haram kılar...
Bu işi bitiremezsem mahcup olurum zannettiğiniz atölyelerin içinde son nefesinizi verip gideceksiniz. Gençliğinde gidecek, aldığın tatlar da gidecek, heyecanın da gidecek, tek tek gideceksin. Binanın taşları gibi her gün dökülüyorlar. İstesen de istemesen de… Peki o gün geldiğinde bizi ne kurtaracak?
Rabbim bizleri ahireti için hırs eden alimlerin, sahabelerin yolundan gitmeyi nasip eylesin. Amin.
Selam ve dua ile...
Hüsna Tonğut
MEYUS DİYAR
Sesiz çığlıklar inletir cihanı
Titretir biçare gönüller arşı
Kor ateşi düştü Gazze diyarına
Canhıraş vaveylalar koptu munis diyara
Ah! Gazze kanayan yaram,
Duyulur cefan taa derinden!
Kükrer dağlar zalimin zulmüne
Ağlar yağmur inci inci üzerine.
Ah, dilhun çocuk;
Gazze semalarına ağıtlar yak,
Yak ki duysun ruesâ-yi İslam
Gaddarlaşmış vahşi azgınları
Kardelen misali filizlenen bebek,
Aksaya bakan fersiz gözlerin
Türabında kefensiz gömülen bebek,
Zulmü payidar mı sandı zalim?
YASEMİN ŞANLI
"BATININ ŞIMARIK ÇOCUĞU İSRAİL"
Yaşadığımız dünya üzerinde bir saate bir çocuk vahşice katlediyor bir milyondan fazla insan soykırıma uğrarken dünya üç maymunu oynuyor. Gazze'deki insanlar aç, susuz ve ekmek fırınları bombalanarak ölüme terk ediliyor. Siyonist rejimin başı netenyahu cinnet geçiriyormuşçasına hastane, okul, cami demeden şimdi de soykırım dalgasını Lübnan’a taşıyor.
Bu vahşeti baştan beri destekleyen ve israile kesintisiz silah gönderen ABD artık kendi personellerini koruyamıyor, israilin BM’ye düzenlediği saldırılarda üç ABD askerini yaralanıyor. Daha kendi askerini bile koruyamayan ABD dünyada süper güç rolünü üstleniyor.
Bu durumu şöyle özetleyelim.
“BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ”
Cumhurbaşkanımızın tabiriyle “batının şımarık çocuğu israil”i kınamaya ve mallarını boykot ederek benim paylaşımımla n’olur demeden sosyal medyada siyonist rejimin yaptığı vahşeti paylaşarak bir yazı olsa bile vahşetin katliamın normalleşmesine izin vermeyelim.
HÜMEYRA YILDIRAK
DAYAN AKSAM
Çocukları mahzunca ağlayan
Gökleri annelerin feryadı ile dolan
Sevgisi kalbimizi sarıp sarmalayan
O mahzunluğun şehrinde dayan Aksam
Babaların şehit olduğu
Çocukların bitmeyen enkazlarda kaybolduğu
Peygamberlerin ayak izinin olduğu
O mukaddesatın şehrinde dayan Aksam
Mazlumların, mustazafların şehri
Çocukları yürümeyi öğrenmeden ölmeyi,
Yetimliği öksüzlüğü öğrendiği
O olgunluğun şehrinde dayan Aksam
Sadece Allah’tan korkanların
Mücahitlerin ve cesurların
Rüyaları şehitlik olanların
Yuvası o İslam’ın şehrinde dayan Aksam
İsimleri kollarına yazılan çocukların
Ebu Ubeyde gibi kahramanların
Tırnağına kadar cihatla dolanların
Olduğu o cihadın şehrinde dayan Aksam
Dayan çünkü zafere az kaldı
Dayan çünkü özgürlüğe ramak kaldı
Çünkü bağrında yetişen mücahitler ayağa kalktı
Geliyoruz az kaldı dayan Aksam
Hilal NAS