Nisanur Dergisi Nisanur Dergisi
E-dergi
Giriş Yap
Nisanur Dergisi Nisanur Dergisi
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Banka Hesapları
  • Abonelik
  • Sayılar
    • 158. Sayı
    • 159. Sayı
    • 160. Sayı
    • 161. sayı
    • 162.sayı
  • Konular
    • Röportaj
    • Gezi Yazısı
    • Öykü | Deneme
    • Portre
    • Kitap | Film
    • Haber
    • Bilim | Sağlık | Teknoloji
    • Ekonomi
    • Aile
    • Sizden Gelenler
    • Haberler
    • Esmaul Husna
    • Makale
    • Şiir
  • İletişim
  • Yazarlar
    • Zeliha Elter
    • Ecz. Zeynep Yüksel Gülsever
    • Rabia Durmazer
    • Sena Aslan
    • Rabia Er
    • Esra Kızılçınar
    • Gülfer Ekmen
    • Rabia Durmazer

SİZDEN GELENLER 2025 NİSAN

11.04.2025
Sizden Gelenler

Paylaş

Icon

Yazmak başlı başına terapidir.

Gazze Direniş Şehrim 

Susma ey Gazzem!

Direniş göster daima kırılmasın ümidin!

Senin dağlar gibi Hak davası mücahitlerin var.

Kimi Ömer'dir, adalet onunla can bulur.

Kimi Selahattin'dir, Kudüs için canını verir.

Kimi İsmail'dir, kimi Yahya'dır.

Şehadet onlar için düğün bayramdır.

Şandır, şereftir.

Kahramanlar görmedi yeryüzü kaç asırdır.

Kimi Şeyh Şamil'dir.

Kimi Şeyh Yasin'dir.

Ölüme tebessüm eden yiğitlerin vardır.

Korkuyu yüreklerinden atan nice annelerin var.

Çiçek büyütür gibi çocuk yetiştiren mücahide kadınların vardır.

Davası uğruna birer birer evlatlarını kurban eden nice babaların vardır.

Dünya seni direnişle tanıdı, oldun İslam'ın Medine'si.

Dayan ey Gazzem!

Sen ki, imanın, cihadın, sabrın şehrisin.

Müslüman nasıl olunur?

Sen öğrettin dünyaya hâl dilinle.

Sen öğrettin Ashab-ı Güzinin ahlakını

Yirminci asra sen taşıdın.

Can vere vere, şehit şehit sen öğrettin.

Perizade Duruer

.......................

GÖKYÜZÜNE DOĞRU

Çıkıyorum basamakları aç ve susuz, 

Bombalar yağıyor üzerime durmadan. Kaldırıyorum başımı, gökyüzüne bakarak, dilimde "Allah'u ekber" nidaları.

 

Dağ gibi bir basamak geliyor şimdi, 

Kanlar akıyor bombaların ardından. 

Kulağımda bebek çığlıkları,

Kulağımda anne feryatları...

 

Kaldırıyorum başımı gökyüzüne bakarak, bomba ve katilleri arkada bırakarak, 

Her bir bombayı basamak yaparak, yürüyorum gökyüzüne doğru.

 

Bir bomba geliyor üzerime.

Eğmiyorum başımı gülümsüyorum, 

Ben annemin yanına gidiyorum. 

Yürüyorum gökyüzüne doğru.

 

O bombayla birlikte bitiyor basamaklar. Ulaşıyorum sonunda gökyüzüne.

Annem gülümsüyor bana, beni çağırıyor. Sonunda cennete ulaşıyorum.

 

Rabbime şikâyet ediyorum sizi! 

"Bir şey olmaz" diyerek aldığınız şeyleri. 

Benim cennetimin anahtarı olan savaş, sizin için cehenneme yol, açın artık gözlerinizi...

 

Ayşenur AKKILIÇ / İZMİR

......................

Ve Güneş Doğacak 

Ey Kudüs!

Ümmet uyuyor...

Sanma ki bu ümmet sürekli uyuyacak,

Bir gün Selahaddin gelecek,

Heniyyeler, sinwarlar dirilecek,

Ümmet büründüğü bu zilletten kurtulacak,

Ve o zaman zalimlerin kaçacağı yeri dahi olmayacak...

Selam olsun ümmetin aziz önderlerine öncülerine,

Selam olsun Hamas'a ve Selahaddini Eyyubi’nin şerefli torunlarına.

Dündü Media

.......................

Ah Gazzem

Zulme sessiz kalmanın zulme göz yummanın adıdır Gazze

Ah Gazzem

Zulüm sende olunca mı diller lal olur

Zulüm sana yapılınca mı gözler kör olur

Çığlıklar sen de kopunca mı kulaklar duymaz

Bu nasıl bir dünyadır ki vicdanlar sızlamaz

Yüreklerde çığlıklar kopmaz

Bilirim, bilirim senin de imtihanın çok zor

Ama müjdeler sana, müjdeler olsun sana ey özgürlüğüne hasret kalmış Gazzem

Yüce Rabbimiz buyuruyor Kur'an'da

Muhakkak ki her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

Semanur Kinay

.......................

HATEMÜL ENBİYA

Muhammed (sav), alemlere rahmet 

Muhammed (sav), gönüller sana hasret

Sen ki Nur-i Dilarasın

Sen ki Hatemul Enbiyasın

 

Ya Rasulallah...

Ümmetin seni bekliyor, şefaatini bekliyor

Gel ya Rasulallah, gel ki bitsin bu hasret.

Gel ki bitsin bu zulümler

 

Ya Rasulallah...

Ümmetin kör, sağır, dilsiz

Mazlumlar hor görülürken.

 

Görebilecek miyiz seni ya Rasulallah?

Doyabilecek miyiz sana?

Oysa bir düşünsek, aşkın başlangıcı sen olsan varacağı yer neresidir diye?

Meryem Özer

......................

Son Ekilen Tohumlar 

Nedir fedakârlık azizim... Fedai olmak nedir... Hak bildiğin yolda bedel ödemek nedir... Bedel ödemek için sadece can mı verilir.? Kendinden Vazgeçmek bir bedel değil midir...? Soruyorum azizim ardı arkası kesilmeyen soruları...? Cevabını versen ya çehresinde can bulduğum... Mesut etsen bu bedbaht gönlümü...

Son ektiğimiz tohumlar demişti kıymetli Mehmet Göktaş... Ne kastetmişti bunu söylerken... İlk ektiğimiz tohumların bir ehemmiyeti yok muydu...?  Adayış sadece son yapılaneylemlerde mi anlam bulurdu? Son ekilen tohumlar ekilen ilk tohumların eseri değil miydi? Peki neden bizi yerimizden kıpırdatacak olan ektiğimiz son tohumlardı, neden son ödediğimiz bedellerdi? 

Konuşmaya yeni başlamış meraklı çocuklar gibi soruyordum bu soruları... Bir bilinmezlik vardı son ekilen tohumlarda, ödenen son bedellerde koca bir muamma vardı... Uyuyanları uyandıran bir hikmet, hikmet nazarı ile bakanlar için bir rahmet gizliydi... Oysa İlkler unutulmaz der aşk ehli... İlkler iz bırakırlar, Sonradan gelecek olan nesiller için eserler bırakırlar derdi... Yani son ödenen bedeller ilklerin bıraktığı miras ile oluyordu... Nice Yahya Sinvarlar, yiğitçe yaşamış İsmail Heniyyeler, kahramanca yaşamış Selahaddinler, ve mertçe yaşayan Ebu Ubeydeler son ekilen tohumların şeceresiydi... Peki onlara bu azmi veren kalplerine direniş ruhu nakşeden ilk ekilen tohumların semeresi değil miydi?  Öyle ya biz ki cihad için saflara dururken dahi Halid b. Velid deriz, Musab b. Umeyr, Sad b Vakkas deriz... Biz ki namazda kıyama dururken ayakta durmaktan ayakları şişen serveri enbiyayı zikreder sahabeden örnekler veririz... Biz ki Kur'an denilince ayetleri duyduktan sonra katı kalbi yumuşayan, gönlü merhamet ile dolan Hz. Ömer’den örnek veririz... Örnekler çoğala dursun biz son ekilen tohumlara dönelim... Son ekilen tohumlara verilen ehemmiyet ve önem ilkler vesilesi ile olur. Hizmet eden himmet görür... İlklerin verdiği hizmet sayesinde son ekilen tohumlar can bulur ... Nice nice sahnelere şahit oldu bu dünya... Kadınların, boynu bükük sabilerin vahşice katledilmesini bir seyirci gibi seyretti bu dünya... İsmail Heniyye’nin, Yahya Sinvar’ın yiğitçe şehit edilmesini mertçe! Utanmadan izledi bu dünya... İslam dini bu topraklarda hüküm sürsün diye canlarını ortaya koyan mert adamların şehit edilmesini iki gün sonra unutarak izledi bu dünya... Bu dünyaya itimadı olmayan, dünyayı sadece ahirete bir azık vesilesi olarak gören bu yiğit insanların katledilmesini utanmadan izledi bu dünya... Hayası incinerek seyretti bu dünya... Artık dünyada son ekilen tohumlarin filizlenmesi, yiğit erlere bir teşekkür borcu için fidan ekmeli bu dünya... Kâh malları ile, kâh canları ile, kâh evlatları ile kâh en sevdikleri ile bedeller ödemeli, serden geçip sel olmalı bu dünya... 

مع التحية والصلاة لشعب فلسطين المقدسة

Özlem/Konya

Paylaş

Son Eklenenler

05.05.2025 Sizden Gelenler

SİZDEN GELENLER 2025 MAYIS

[...]
11.04.2025 Sizden Gelenler

SİZDEN GELENLER 2025 NİSAN

Yazmak başlı başına terapidir.[...]
09.03.2025 Sizden Gelenler

SİZDEN GELENLER 2025 MART

Yazmak başlı başına bir terapidir.[...]
Nisanur Dergisi

Aile, kültür, yaşam dergisi Nisanur zengin içeriği ve hanımlardan oluşan yazar kadrosuyla her ay Nur Çocuk dergisi hediyesiyle okurlarıyla buluşuyor.

Menü
  • Kurumsal
  • Abonelik
  • Sayılar
  • Konular
  • İletişim
  • Yazarlar
  • Nur Çocuk
Konular
  • Röportaj
  • Sizden Gelenler
  • Haberler
  • Makale
İletişim
  • Göztepe Mah. Mahmutbey Cad. İstoç Oto Ticaret Merkezi 3. Cadde N1 N2 Blok, No: 6/103 Bağcılar/İstanbul
  • 0212 562 60 06
  • nisanur@nisanurdergisi.com

© Tüm Hakları Saklıdır | İNS AJANS