GÜNAHKÂR BİR FÂNİ
Ruhumu kanatan iplikler! Şu kördüğümü çözmenin vakti gelmedi mi?
Ey nefsim! Virâne olmuş şu çorak kalbini, bir nisan yağmuru ile benliğine kavuşturma vakti gelmedi mi?
Ya İlâhi! Hayat-ı dünyeviyesini kendine zindan eden şu mahzun biçareyi affına mazhâr eylermisin?
Şu zerre içinde zerre olan günahkâr abd ki,
Çölde âmâ olup devesini güdemeyen biçaredir.
Ne Yusuf (Aleyhisselam) olup kuyudan çıkabildim, ne de İbrahim (Aleyhisselam) olup ateşler beni yakmadı.
Ya İlâhi! Rahmetinin yanında aciz, garip, mâhzun kalan ismimin baş harfleri ile geldim huzuruna, affına mâzhâr eyle beni. Sel gibi boşalan göz yaşlarım ile geldim huzuruna. Şefkat ve merhametinin karşısında iki büklüm olmuş hâlim, ne bir başkası ne de bir yabancı.
Affetmek sana yakışır, acizlik bana.
Ve o gün ki, darağacına sevinç ile gitmek bana, merhameti ile yargılamak sana yakışır.
AYŞENUR FURKAN
-------------------------------------------------------------------------------------------
Kavga
Şenlikler içinde kaybolmuş kalbim
Şenlikler hep uzaktı hayatıma
Kavgam var şenliklerle
Kavgalıyım insanlıkla
Kara suratların ardında gizlenen acımasız sözcükler
Kavgam insanlarla
Kavgam fikirlerle
Kavgam ülkelerle
Kavgalıyım düşüncesizliğe karşı
Kavgamın bitmesine izin vermiyor kalbim
Dünya üzerindeki tüm güçlere karşı tekim
Duruşum dik sözcüklerim keskin
Kavga için biriktirdiğim sertifikalarım var
Gözlerim alev saçıyor geleceğe
Sözcüklerim keskinliğini kaybetmedi hiç
Nefsim ise benle kavgalı
Halbuki hiçbir sorunum yoktu kendisiyle
Ne de çok baştan çıkarmaya çalıştı beni
Kafamda biriken tonlarca yıldırım var
Fakat sesi yavru kediden bile az
Kafamda biriktirdiğim bir o kadar da küfür var
Duymaz onun da sesini insanlar
Çünkü kavgam insanlıkla fakat sözcüklerim…
Sözcüklerim uzak insanlıktan
Sözcüklerim mahşer, sözcüklerim mızrak
Kavgam bitmeyecek biliyorum
Doğu'da bitmeyen işkence gibidir kavgam
Çekik gözlerin ardına sığınmış gözyaşları gibi
Fakat kavgamın gözleri benzemez onlara
Bir önemi yok benim için
Bin ırkın kavgasını taşırım içimde
Putlaşmış liderlerine karşıdır benim kavgam
Savaşın ortasında kılınan namaz gibi diktir mesela
Kavgam Ortadoğu'ya da uzanır
Eli sapan tutan minik çocuklar ile büyür kavgam
Omuz omuza savaşırız o çocukla
Mabedlerin önüne set kurarız bazen
Ben, sapanlı çocuk ve çekik gözlü kadın
Kocaman bir orduyuz biz
Koca bir yalnızlık
Dinimiz bir bizim, ırkımız ise çok ayrı
Ne de olsa bir önemi yok bunun
Nefretimiz de bir bizim
Haritalardan yok edilmeyen bir nefret bizimki
Tıpkı kavgamız gibi
Parmaklıklar ardına gizlenen bedenlerdedir kavgam
Özgürlüğe ulaşana dek bitmeyecek
Korkuyla büyüyen kız çocukları kavgamın öncüsü
Bağırıp çağırmak bile yasak bize
Cuma vakti gizlenememek kavgamı tetikliyor
Kavgam büyümek üzere
Ölü denizde kaybolamıyoruz kavgam fazlasıyla canlı
Babasının adını haykıran küçük kahramanlar kavgama ortak olmak istiyor
Fakat bilmiyorlar ki Kudüs semalarında özgürlük naraları duyana dek sürecek kavgam
"Zafer İslam'ın! Zafer İslam'ın!"
Kavgam azalır o zaman, biter belki de
Evet insanlıkla benim kavgam, yozlaşmış zihinlerle
Kalpler temizlenene kadar sürecek kavgam
Denizler birbirine kavuşana dek...
Hizbanur Uçar
-------------------------------------------------------------------------------------------
Allah'a Dayan!
İnsanız bazen tükendiğimiz ve umutsuzluğa düştüğümüz zamanlar oluyor. İmtihan dünyası çilelerde olacak, sıkıntılarda olacak. Her hal geçicidir ve kalıcı değildir. Efendimiz de çileler çekti ama davasından asla vazgeçmedi. Bugün Müslümanlar olarak büyük imtihanlardan geçiyoruz. Ya ayağa kalkıp, kendimizi düzeltip İslam Âlemi için çalışacağız ya da yok olmaya doğru gideceğiz. Bu cümlem bizim kendi yaşadığımız imtihanlarımız içinde geçerli. Bazenher şey üst üste gelir sanki sadece dünyada sen varsın da senin başına geliyor bu imtihanlar diye düşünürsün, omuzların ağırlaşır, gözlerin yaşlanır, boğazın düğümlenir, bir ekmek parçasını bırak bir su damlasını bile yutkunmak o an zor gelir, gecelerin sabaha karışır, bir bataklığın içine girmişinde batacağını bildiğin halde çabalamaktan vazgeçip sadece batmayıbekler gibi salıverirsin kendini. Bu hâlin aylarca hatta belki yıllarca sürer, ama bu döngüden çıkman gerek çünkü hayat sana rağmen devam ediyor sen düştün, yoruldun diye durmuyor ki akıp gidiyor. Buhranlı havanı bir kenara bırakıp önce kabullenme sonra da Rahman’ın rızasını kazanmam için nasıl atlatmalıyım bu imtihanımı diye düşünüp ayağa kalkman lazım çünkü bilirsin, geç de olsa hatırlarsın Bakara/286.ayeti.Hem dönüp bir Gazze'ye bak!
Savaşa, açlığa, yokluğa, en ağır soykırıma, onca işkenceye ve sayamadığım, yazmaya bile cesaret edemediğim zulme rağmen nasıl direndiğini nasıl Allah'a güvenip dayandığına bak! Dertler gelip geçicidir, dünya hayatı da gelip geçicidir. Baki olan Allah’tır. Ölü toprağı üzerinden at ve uyan! Her şeyden önce Allah'ın davası için çalışmaya başla. Unutma! Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır. Sen yeter ki Allah'a dayan, duaya sarıl! Vazgeçme! Bak ne diyor ayette:
“Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân Suresi, 139. Ayet)
Kübra Ayten Özdemir
-------------------------------------------------------------------------------------------
İSLAMİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
Şüphesiz en güzel, en etkili en faydalı söz Allah ve Resul’unun sözüdür. Kuşkusuz, bu Rabbimizin biz insanlara İslam ümmetine olan en büyük lütuf ve ihsanıdır. On dört küsür asır geçmesine rağmen İslam indirildiği günden beri taptaze, sımsıcak olarak varlığını korumaktadır. En görkemli en ihtişamlı haliyle hayatımıza ve yolumuza ışık tutmaya devam etmektedir. Şu an yaşadığımız toplumda ve üzerinde yaşadığımız coğrafyada yaşayan insanlarımızın yarısı belki yarısından daha fazlası çocuk ve genç nüfus oluşturmaktadır. Bu kabarık çocuk ve genç sayı karşısındaki İslami sorumluluğumuzu hakkıyla görür ve yerine getirirsek Rabbimiz bizlere rahmet ve bereket kapılarını açacak hayır istikametinde çok büyük gelişmeler kat edilecektir. Toplumlar ancak alimlerle İslami eğitim ve öğretimle hayat bulur... Biz Müslümanlar olarak çok fazla eğitimciye ve tebliğciye ihtiyacımız vardır. İlk önce kendimizden başlamalıyız nefsimizi terbiye edip kötü davranışlardan arındırmalıyız daha sonra çocuklarımızdan başlamalıyız onların İslam ahlakıyla yetişmeleri için imkanlar, şartlar ve ortamlar oluşturmak ve bu yolda bütün imkanları seferber etmek gerekir. Çünkü çocuklarımız ciğerparelerimiz en çok değer verdiklerimiz her zaman bizim gözümüzün önünde olmayacak. Bizimle vakit geçirmeyecekler, dışarı çıkacak okula gidecek. İlköğretim ve lisenin ne halde olduğu hepimizin malumudur. Hele üniversiteler oradaki ortamların nasıl olduğunu bilmeyen yoktur... Artık şu gerçeği bir kavrayalım ve inanalım! Bizim çocuklarımızın İslami eğitime ihtiyacı vardır. Bu sorumluluğu yerine getirmek her akıl ve irade sahibi Müslüman üzerine bir vecibedir. Özellikle "inanalım" diyorum. Eğer inansaydık çocuklarımızın gençlerimizin durumu ve haliyle toplumun durumu bu olmazdı. Bazen düşünüyorum demek ki bu işe olan inancımız zayıfmış. Bu konuda güçlü bir inanca sahip değilmişiz. Unutmayalım ki biz bu yavrularımızdan sorumluyuz. Onları doktor mühendis vs.görmeyi arzulamaktan öte onları İslami şahsiyete sahip Rabbimizin rızasının arayışı içinde olan ahireti için bir hazırlık içinde olan evlatlar yetiştirmemiz ve arzulamamız gerekir. Toplum olarak hala bu büyük tehlikeyi göremediğimizin kanaatini taşıyorum. Eğer görseydik bir çıkış kapısı arayışına girerdik. Çocuklarımız doğduğu andan itibaren İslami eğitimle büyütürsek eğer her zaman doğru yolda ilerler helali ve haramı birbirinden ayırır. Allah’ın yasaklarında sakınır tek çabası Allah’a layık bir kul anne babasına hayırlı bir evlat İslam’a ve topluma hayırlı bir fert olmaktır. Bütün ömründe başına ne gelirse gelsin kiminle arkadaşlık yaparsa yapsın yine dönüp dolaşır kendi özüne döner. Çünkü o doğduğu günden itibaren İslami eğitim almıştır. İslam ahlakıyla büyümüştü o nasihatler onun içine işlemiştir. Emin olun kötü ortamlar kötü arkadaşlar İslam’ın haram kıldığı her şey ona itici ve yabancı gelir. Çocuklarımızın bütün bu güzel davranışları uygulaması için bizim bol bol Kur'an-ı Kerim ve mealini okumamız siyer ve kitap okumamız gerekir ki çocuklarımıza İslam eğitimi verebilelim...
Ya Rabbi! Neslimizi evlatlarımızı İslam dini üzerine ayaklarını sabit kıl. Doğru yoldan ayırma sana. Hakkıyla kulluk edenlerden eyle. Hakkı hak olarak bize göster. Ona tabi olmakla bizi rızıklandır. Batılı batıl olarak bize göster ve ondan uzaklaşmakla bizi rızıklandır.
Susa Çakmak
-------------------------------------------------------------------------------------------
Munis Diyarın Munis Şehidi
Hüzün çökmüştü Gazze diyarına
Herkes yorgun her şey solgun
Ne olmuştu Filistinli yarenlere
Sahiden ne olmuştu?
Bir Kerbela daha mı yaşanmıştı
Kufe’nin sessizliği yine mi acıttı arşı
Bir Hüseyin daha mı kavuştu Rahmana
Tekerrür mü etti kara tarih?
Kara bağlasın ümmetin anneleri
Ümmetin komutanı şehit olmuştu
Nasıl kıydılar bu narin pak bedene
Yürekleri dağladı İsmail'in şehadeti
Yazsın kalem ümmetin sessizliğini
Mazide kaybolmuş kara sayfaları
Sızlayan, kahrolan yüreği yazsın
Yazsın kalem şehidin mübarek gününü.
Selamlar götür burdan şehidim
Şehitler diyarına, Cennetin goncalarına
Şehit Ahmet Yasin’e, Rantisi’ye ve nicesine
Şehadete kavuşmuş şehitlere selam götür.
YASEMİN ŞANLI