Yaratılışı gereği her daim bir düzene tabî olmaya alışık olan insanoğlu, bu düzeni fıtratının gereği olarak hiçbir zaman görmezden gelememiş ve her daim ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyacın doğuşunda; insanın kendi fıtratına binaen, farklı mezhep ve kimlikten oluşan insan topluluklarının bir arada yaşaması ve farklı bölgelerden, kültürlerden oluşan sokakların idare edilmesi en önemli sebepler arasında yer almıştır. Bu minvalde ise insan topluluklarını yönetme sanatı dediğimiz “siyaset” paha biçilmez bir rol oynamıştır.
Siyaset; devletin işleyişi, hükümet politikaları, seçimler, siyasi partiler ve toplumsal hareketler gibi konuları kapsasa da gündelik hayatımızda da her an bizimle beraberdir. Halk arasında yaşanan sorunlar, seçim süreçleri, yasaların değiştirilmesi gibi konular halkın her kesimini siyasete dahil etmiştir. Bununla beraber toplumun değerlerine ve kimliğine uygun siyasi yönetim ve yönetimi seçme şekli de halkın bu alandaki konumunu güçlendirmiştir.
Bu ay ise bu konuda bizlere öncü olabilecek, siyaset alanında her kesime hitap edebilecek önemli bir kitaptan bahsedeceğiz inşallah. Bu değerli kitap; İbn Teymiyye’nin “Siyaset” adlı kitabı...
13. Yüzyılda yaşamış bir İslam alimi ve düşünür olan İbn Teymiyye, İslam toplumlarının yönetimine fikirleriyle önemli katkıda bulunmuştur. Teymiyye, çağın şartlarını baz alarak düşüncelerini dile getirmiş ve modern İslam siyasetinin öncülerinden olmuştur. Aynı zamanda siyaset anlayışının temelinde; istişare, otorite, adalet ve halkın rolü gibi önemli kavramları merkez almıştır.
“Siyaset” kitabında İslam hukukuna bağlı olarak yönetim ve siyasi uygulamaları dile getiren Teymiyye, toplumun ihtiyaçlarına, değerlerine ve prensiplerine bağlı olarak düşüncelerini dile getirmiştir. Teyymiye, Kelam ve Fıkıh gibi alanlarda da adını sıkça duyurmuş, satırlarında da sıkça bu konulara yer vermiştir.
Kitabın içeriğinde, yaşadığı dönemin mücadeleci ruhunu yansıtan Teymiyye, cihad ruhunu satırlarının arasında her an hissettirmiştir. Aynı zamanda sık sık Kur’an-ı Kerim, hadis ve sünnetten de örnekler vererek eserini icra etmiştir.
İşin her daim ehline verilmesi gerektiğine vurgu yapan Teymiyye, en çok idari tayinleri önemsemiş ve karşıdaki kişi Müslüman olmasa da işin ehline verilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu durumu ise şu cümlelerle dile getirmiştir; “Kuvvetli günahkarın kuvveti Müslümanlara, günahı kendinedir. Ama zayıf salihin iyi hali kendine, zayıflığı Müslümanlaradır.”
Teymiyye, yaşadığı dönemde düşünceleriyle desteklenmemiş bil-hassa her zaman sürgüne ve zindanlara mahkûm edilmiştir. Ancak ölümünden asırlar sonra düşünceleri değerlenmiş, eserleri ise önem kazanmıştır. Teymiyye, son olarak 1328 yılında Şam hapishanesinde hayatını kaybetmiştir.
Siyaset alanında bir baş yapıt olan Es- Siyasetü’ş- Şer’iyye kitabı ise asırlar sonrasında bile bizlere kaynaklık edecek önemli bir kitap olmuştur. Bu değerli kitabın nakli, esas almasıyla beraber İslam dünyasının sosyal ve siyasal durumunu işlemesi Teymiyye’nin en meşhur kitapları arasında yer almasına vesile olmuştur.
Bizler de bu değerli âlimin “Siyaset” kitabıyla bir kez daha hatırlayalım ki; İslam hayatın bütün yönlerine müdahil olan bir düzen sistemidir. Bu düzen sistemi ise ancak dünyanın dine hizmet etmesiyle karşılığını bulacaktır. Unutulmamalıdır ki Müslümana düşen, gücü yettiğince çalışmaktır...
Selametle...