Kültür, insanlık tarihinin her döneminde değişen, gelişen ve her ortamda yeni ekler kazanan, sürekli büyüyen ve zenginleşen bir yaşam tarzıdır. Her yenilik, insanlığın kültürüne farklı deneyimler katmış ve onu daha işlevsel bir hale getirmiştir. Bu nedenle kültür, her toplumun kendi içinde öğrenilip içselleştirilerek aktarılması gereken bir kalıtıdır.
Kültürün alt başlıkları oldukça geniştir ve her biri kendi alanını ifade eder. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
Kitle kültürü, genel kültür, egemen kültür, toplumsal kültür, baskın kültür, yüksek kültür, manevi kültür, bireysel kültür, dini kültür, popüler kültür…
Bu yazıda, özellikle popüler kültür üzerinde duracağız ve bu kültürün gençlik üzerindeki etkileri ile İslam’la olan ilişkisini inceleyeceğiz.
Popüler Kültürün Yükselişi
Popüler kültür, 18. yüzyıldan bu yana gittikçe yaygınlaşan ve hayatımızın her alanına nüfuz eden hem bilerek hem de istemeden etkilendiğimiz bir kültür haline gelmiştir. 21. yüzyılın başlarından itibaren popüler kültürün yayılma biçimi ve kitle iletişim araçları büyük ölçüde gelişmiştir. 2000’li yıllara kadar geleneksel medya araçları popüler kültürün yayılmasında rol oynarken, sosyal medyanın yükselmesiyle bu kültür hızla şekillenmiş ve geniş kitlelere ulaşmıştır.
Bugün, popüler kültür halk arasında yaygın bir kültür olgusu olarak tanımlanıyor; ancak aslında bu kültür, günümüzün üretim ve tüketim süreçlerine uyan bir sanayi kültürüdür. Sosyal medya üzerinden yayılan popüler kültür, hızla benimsenen ve kâr amacı güden yapay kültürler üretmektedir. Gençler için bu kültürleri birbirinden ayırt etmek her geçen gün daha zor hale gelmektedir.
Sosyal Medyanın Gençler Üzerindeki Etkisi
Sosyal medya, artık kendi başına bir akım haline gelmiş ve bizleri de içine almış durumda. Özellikle akıllı telefonların yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde, toplu ortamlarda telefona fazla vakit ayırmak ve muhatabıyla konuşurken telefonu kurcalamak, saygısızlık ve duyarsızlık olarak kabul ediliyordu. Oysa bugün, bu durum toplum tarafından normal karşılanmakta ve hatta yadırganmamaktadır.
Bu değişim, bir yandan toplumsal değerlerin nasıl hızla değişebileceğini gösterirken, diğer yandan gençlerin hızla tüketilen bir kültürle etkileşimde bulunmalarının getirdiği riskleri de gözler önüne sermektedir. Gençler, hız, heyecan ve aksiyon arayışıyla daha kolay hedef haline gelmekte ve bu kültür üzerinden kâr elde eden büyük endüstriler, onları kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmektedir. Küçük bir çikolatadan bir yürüyüş biçimine kadar her detay, toplumun tüketim alışkanlıklarını etkileyen ve milyarlarca dolarlık bir ticaretin parçası haline gelmektedir.
Bu noktada, popüler kültürün etkisiyle ortaya çıkan değer kaybı ve gençlerin karşılaştığı zihinsel boşluk, toplumun geleceği için endişe verici bir hal almıştır. Bu sinsi etkiler, özellikle gençlerin doğru bir rehberlikten yoksun kalması durumunda daha da belirginleşmektedir.
İslami Duruş ve Gençliği Korumak
Gençleri popüler kültürün olumsuz etkilerinden koruyacak yegâne güç, İslami duruştur. “Hikmet, değerli bilgiler müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa almaya daha hak sahibidir.” (Tirmizi, İlim 19; İbn Mâce, Zühd 17) hadis-i şerifi, Müslüman gençler için bir rehber olmalıdır. Genç, kendisini sürükleyen akımları iyi tanımalı ve neye doğru yöneldiğini fark etmelidir. Çünkü şeytan, insanın damarlarında dolaşacak kadar kendisine yakın olabilir Ancak Allah, şeytanın hilelerinin basit olduğunu bildirerek, kendini korumak isteyenlere Eûzü Besmele ile rabbine sığınmayı öneriyor. Bu ilahi teminat, Müslüman genci hem şeytani tuzaklardan korur hem de ona içsel bir güç kazandırır.
İslami duruş, sadece bireysel bir savunma aracı değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de önemli bir koruma mekanizmasıdır. Gençler, doğru rehberlik ve İslami değerlerle donanarak, popüler kültürün olumsuz etkilerinden uzak durabilir ve daha sağlıklı bir toplumsal yaşam inşa edebilirler.
İslam ve Popüler Kültür İlişkisi
İslam ve popüler kültür arasındaki ilişki, çoğu zaman tartışmalı olabilir. Ancak İslam’ın, popüler kültürü bir araç olarak kullanabileceğini söylemek mümkündür. İslam, her dönemin kültüründen faydalanarak kendi mesajını iletmiştir. Örneğin, Hazreti Musa'nın peygamberlik daveti sihirbazlığın popüler olduğu bir döneme denk gelmiş ve Allah, sihirbazları susturacak Asa mucizesini vermiştir. Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise edebiyatın ve şiirin güçlü olduğu bir dönemde Kur’an-ı Kerim’i tüm zamanların en güçlü mesajı olarak kullanmıştır.
Her dönemde kültürün popüler öğeleri, İslam’ın yayılmasında araç olarak kullanılabilir. Bugün de popüler kültür, Müslümanlar için İslam’ın doğru anlaşılmasını ve anlatılmasını sağlayacak bir platform olarak değerlendirilebilir. Önemli olan bu kültür içinde kaybolmadan İslam’ı yaşamak ve Allah ile olan diyaloğu her zaman canlı tutmaktır.
Kültür sürekli değişen bir olgudur, ancak İslami değerler her zaman ve her mekânda baki kalır. Önemli olan, her dönemin baskın kültüründe dahi İslam’ı yaşamak ve Allah ile olan bağı asla kaybetmemektir. Eğer bunu başarabilirsek, kendi çağımızın Musa’sı olup asamızla her türlü engeli aşabiliriz. İsa olup tıbbı susturabilir ve ölüleri diriltebiliriz.
Her nerede ve ne şartta olursanız olun, Allah ile olan bağınızı koparmayın. Vesselam.