Kutsal topraklara yolculuk arefesinde Müslüman kadın ve minimalizm başlığında bir makale teklifi yapılması beni oldukça düşündürdü. Yeniden bir canlanma, tazelenme, enerji ile dolma öncesi tekrar hayatımı nerede ve kimlerle geçirdiğimi, paramı nereden kazanıp nasıl harcama yaptığımı, enerjimi nereden doldurup nerelere boşalttığımı düşünmeme fırsat oldu. Bir bakıma özüme doğru bir yolculuğa vesile oldu.
Peki neydi minimalizm? Acaba hazza odaklanmış çağımızın hızla geçtiği anda biraz durmak, soluklanmak, sadeleşerek hayatın anlamını bulma çabası mıydı? İlk defa kızımdan duymuştum. Evindeki kullanmadığı eşyaları temizleyip kıyafetlerini azaltırken kullandığı bir kavramdı benim için. Biraz olayın içine girip düşünmeye başlayınca çok daha büyük anlamları içinde barındırmalı diye düşündüm.
Bence minimal bir hayat algısı, sadece fiziksel eşyalardan kurtulma değil; manevi, zihinsel ve toplumsal hayatın yeniden inşa etmesinde önemli bir rol üstlenebilirdi. Allah katında Hak din İslam’ın rehberliğinde insanın öz benliğine dönüş yolculuğunu hızlandırabilirdi. Hele de bu algıyı dişil yani üretken, geliştiren, katlayan, çoğaltan enerjisi güçlü olan kadın algılarsa, eli sadece bir beşiği değil dünyayı sallayabilirdi.
Tıpkı Hazreti Musa (Aleyhisselam) gibi fakirliğimin farkında olarak O’ndan gelen her hayra açık olan ben “minimal yaşam tarzı bana ne getirir” diye düşünmeye başladım.
İlk aklıma gelen az eşya az karmaşa, dağınıklık olmayan bir ortam oldu. “Zihinsel ferahlığım yüce yaratıcı ile derin bir bağ kurmama fırsatı olabilirdi. Fazlalıklardan kurtulmam duygusal yüklerden arınmam kalbimin gerçek ihtiyacına odaklandırabilirdi. Benim gerçekten neye ihtiyaç duyduğumu anlamama yardımcı olup, öz benliğime ve Rabbime olan yakınlığımı keşfetme yolunda hızlandırabilirdi...
Vahyin öğretisi israf terk etmemek, minimal yaşamla örtüşmekte sanki. “Doğrusu saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.” (İsra Suresi, 27. Ayet)
Dünya ve hayat arasındaki denge kuran İslam, bana balans ayarını sunacak en büyük değerleri vermektedir. İhtiyaçlarım nedir, hayatımı hangi değerler üzerine oluşturmalıyım? Diye düşünürken sadeliğin huzura kavuşturmada, elimizdekilere kanaat etmeyi ilke haline getirmekte önemli rol oynayacağını düşünüyorum.
Minimal bir düşünce yapısının tevekkül ve şükrü arttırırken nefsi terbiye edip kalpleri temizleyeceğine inanıyorum. Kalbin arınması Rabbe yaklaştırıcı olan kullukta samimiyete vesile olandır.
O halde minimal bir hayat için öncelikle eşyalarımızı sorgulayarak başlamalıyım diye düşündüm. Eşya bize hizmet etmek içindir. Ben mi eşyalarıma hizmet ediyorum, yoksa eşyalarım bana hizmet edemeyecek kadar çok mu? O halde eşyalarımız bizim hayatımıza değer katmalı.
Hasılı Kelam, minimal bir yaşam Allah ile bağımı güçlendiren, nefsimi arındıran, huzura giden bir yoldur. Bu yolda hangi alanda fazlalık varsa, bütün yüklerden kurtularak minimal bir hayat algısı içinde olmak, aynı zamanda ruhsal bir yükseliştir.
Bu yolculuk modern dünyanın karmaşasından sıyrılarak Allah’a daha yakın olmayı, israftan kaçınmayı ve gerçek ihtiyaçları keşfetmeyi sağlayacaktır. Böylelikle dünyadaki varlığımızı sorgulamaya geçirerek gerçek ihtiyaçlarımızı ve manevi zenginliğe ulaşmamızı sağlayacaktır. Sadeleşerek özümüze dönmemiz hem bu dünya hem de ahiret dengemizi kurarak hakiki anlamda özgürlüğümüze kavuşturup, dengeli bir duruş sergiletecektir.
Ves-Selam
Aile Danışmanı / Psikolog Asiye Tanrıöver Türkan