Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun. 2010 yılı tarihine kadar fedakarane bir çalışmanın ardından, Gazze özgürlük filosu mavi Marmara gemisi çalışmalarına başladı. Akdeniz'de uluslararası denilen sularda bir araya gelen gemi, dünyanın 37 ülkesinden, yaklaşık 700 gönüllüsü ile birlikte 30 Mayıs 2010'da Gazze'ye doğru hareket etti. Mavi Marmara ile Filistin’deki insani drama dünya kamuoyunun dikkatinin çekilmesi, işgal rejimiisrailin uyguladığı zulüm dolu hukuksuz ablukanın kırılması ve insani bir yardım koridoru oluşturarak insani yardım malzemelerinin Gazze'ye ulaştırılması hedefleniyordu. Gemiye 37 ülkeden katılım oldu. Milletvekilleri, çok sayıda medya mensubu, aydın, yazar, sanatçı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kadın ve çocuklarında yer aldığı aktivistlerden oluşan toplam 700 civarında yolcu ve insani yardım malzemesi taşıyan gemi filosu Akdeniz'de buluşarak Gazze'ye doğru hareket etti. Organize için ilk günden itibaren konferanslar, salon programları,biletli organizasyonlar, fotoğraf sergileri, konserler, hayır çarşıları ve birçok faaliyetler düzenlendi. İnşaat malzemelerinden, eğitim, sağlık ve teknoloji malzemeleri, yetim hediyelerinden çocuk parklarına kadar Gazze'ye özgürlük gemisinin taşıyacağı her türlü insani yardım malzemesi bu faaliyetlerden de elde edilen gelirlerle tedarik edildi.
30 Mayıs gecesi işgalci israil askerlerinin gemideki katılımcıları taşıyan mavi Marmara gemisine yönelik başlattıkları saldırı 31 Mayıs sabahı 05.17'de işgal ordusunun vahşi askerlerinin geminin kontrolünü ele geçirmesiyle son buldu. Savaş gemileri ve helikopterlerle çevrelenen Gazze özgürlük gemisine gaz bombaları bırakılıyor gerçek mermilerle yapılan saldırılar canlı yayınlarla dünya kamuoyuna duyuruluyordu. Mavi Marmara gemisi 9 şehit ve 50'den fazla yaralı ile birlikte işgalci israil askerlerinin fiziksel ve psikolojik işkencesi eşliğinde Aşdod limanına çekildi. Yaralılardan birinin daha sonra yaşamını yitirmesiyle saldırıda şehit olanların sayısı 10’a yükseldi. Aşdod limanındaki sorgularından sonra Balşeva hapishanesine götürülen yolcular, dünya kamuoyunun yoğun tepkilerinden dolayı 3 Haziran'da Türkiye'ye gönderildi. Söz konusu saldırı gerçekleşmeseydi 700’den fazla kişinin bulunduğu filo, gündüz saatlerinde Gazze’ye varacak ve tonlarca insani yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaktı. İşgalci israil tarafından gerçekleştirilen bu saldırı neticesinde çeşitli uluslararası kurumlardan kınama mesajları gelmiş olsa da unutulması mümkün olmayan Mavi Marmara Davası için yürütülen hukuki süreçte maalesef adalet tecelli edemedi. Mavi Marmara şehitleri; İbrahim Bilgen, Ali Haydar bengi, Cevdet Kılıçlar, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Furkan Doğan, Fahri Yıldız, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz ve Süleyman Söylemez rahmeti rahmana kavuştular. Bizler için sarsılmaz bir mesaj bıraktılar. Hele Furkan Doğan ömrünün baharında Mavi Marmara gemisine işgalci israil askerlerinin saldırısı sırasında ateş seslerini duyan Furkan, önündeki kâğıda şöyle yazmıştı, “Şahadet şerbetine son saatler. Var mı daha güzel şey? Varsa o da sadece annemdir. Ama ondan ben de emin değilim.İkisinin kıyası çok zor. Şehadet mi, annem mi?”. İşgalci israil, elindeki tek silahı bir kalem ve bir kâğıt olan 19 yaşındaki Furkan’ı hedef aldı. Masum bir çocuğu… Selam olsun Aksa için çıktıkları bu seferde şehit olan mavi Marmara şehitlerine. Günümüzde de hala işgalci devlet tüm barbarlığı ile özellikle Gazze'de kan ve gözyaşı akıtıp zulmün en vahşi halini halen sergilemekte ve biz de diyoruz ki; kahrolsun işgalci siyonistler, veyl olsun size!