Bismillahirrahmanirrahim.
İffet, helal olmayan şeyden uzak durmak, haya ve edep çerçevesinde hareket edip haramdan kaçınmaktır. İffet silahını kuşanan biri, hayatından haramları çıkarmış ve kendini bu konuda koruma altına almıştır. Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde yüce Rabbimiz iffetten bahsetmiştir. Bizim için bu konuda bir rehber olan ayet-i kerime, Nur Suresi 31. ayetidir. Yüce Allah ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:
“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini, kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün.”
Bu ayet-i kerime, sınırları en güzel şekilde belirlerken, hanımların iffetini koruması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu kutsal esaslar altında kurulan bir aile yuvası, iffetli bir yuva haline gelecek ve nesilleri imani duygularla yetişecektir. Hazreti Âdem'den (Aleyhisselam)başlayan bu temiz yolculuk, zamanla ne yazık ki darbeler almıştır. Meleklerin kıydığı o mübarek nikahın nesilleri olan bu topluluk, medeniyet adı altında Batı'dan gelen ne varsa uygulamaya başlayınca ifsad edilen nesiller türemiş, iffet rafa kalkmıştır.
İffetsiz nesillerin yetişmesi sonucunda toplum bozulmuş ve günahlar açıkça işlenmeye başlanmıştır. Zamanında edep diye kendini sakınan, babalarına, annelerine saygı gösterip sesini yükseltmeyen nesillerin yerini, anne babaya hürmetsiz evlatlar, tesettürden bihaber insanlar ve şiddete meyilli çocuklar almıştır. Dikkat edelim, şiddet ve sapıklık ilk olarak Batı'da başlamıştır, bunun sebebi kadını bir meta haline getirmelerindendir. İslam, kadına verdiği değer ile onu iffet kalkanı altında koruma altına almıştır. İslam, iffet ile insanlara şeref kazandırmıştır.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur, “Ey gençler topluluğu! Evlenmeye imkânı olanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur.” (Buhari), bu hadisi şerifte geçtiği üzere, evlilik ve aile olmak, iffeti koruyan en büyük kaledir. Allah-u Teala ayet-i kerimede eşlerle ilgili olarak şöyle buyuruyor: “Onlar (hanımlarınız) sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara Suresi, 187. Ayet). Bu ayette zikredilen elbise kavramı çok önemlidir. Çünkü elbise, bir şeyi örten, kapatan anlamına gelmektedir. Bu sebeple eşler, birbirlerinin kusurlarını ve ayıplarını örtmeli ve iffetlerini muhafaza etmelidir. Hal böyle iken, bu evlilikten meydana gelecek nesiller, elbette iffeti koruyan bir toplumun yapısını oluşturacak ve toplum ifsad olmaktan kurtulacaktır.
Bakın, gazetelerde ve TV programlarında şahit olduğumuz kadın cinayetlerinin birçoğu ne yazık ki, günahları açıkça işlemekten korkmayan, Allah'ın haram kıldığı içki belasından nemalanan kişiler tarafından işlenmektedir. Çünkü, imani duygularla hareket eden biri, asla Allah'ın helal dairesi dışına çıkmaz ve böyle cürümlere tenezzül etmez. İffet, bir toplumun temel yapı taşıdır. Aile mefhumu, iffetle beraber itibar kazanır. Bugün aile içinde sır olarak bile konuşulmaktan haya edilen meseleler, ne yazık ki TV programlarında meze haline getirilerek insanların buna alışması isteniyor. Büyük bir hayasızlık örneği sergilenirken insanlar tepkisiz kalıyor. Tesettür mefhumu rafa kaldırılmak ve tesettürsüz bir toplum inşa edilmek isteniyor.
Kız ve erkek çocuklarımıza iffeti ve mahremiyet bilincini verirken, tesettürün sadece evin içinde olmadığını, evin dışında da devam ettiğini, aile fertlerinin de bu konuda sınırlarının olduğunu öğretmemiz lazım. Kendimizi, aile fertlerimizi ve toplumumuzu korumak ve bu hususta bilinçli hale getirmek için var gücümüzle çalışmalı, çevremizi uyarmalı ve bu hassasiyetimizi her yerde göstermeliyiz. Böylelikle Kur'an'ın ışığında yetişen nesiller dünyaya gelecek ve toplum yeniden düzene girecektir. Harcamalarımızda, yeme ve içmemizde, hal ve hareketlerimizde iffetin sınırları içinde hareket etmeli, kanaatkârolmalıyız. İffet sınırlarını aşmadan kalbimizi haram her düşünceden temizlemeliyiz. Budavranış bize dünya ve ahiret saadetini nasip edecektir. Mahremiyet bilinciyle yetişen nesiller, ahirette en büyük yüz akımız olacak ve toplumu yeniden ayağa kaldıracaktır. İffet, onurlu bir duruştur. Bu duruşun en büyük örneği Resulullah Efendimiz (Salallahu Aleyhi ve Sellem) ve Kur'an ilkeleridir. Rabbimiz bizi bu duruştan mahrum etmesin. İffetli kalmak ve iffete sarılmak duası ile...