Yaşadığımız çağ ve içinde bulunduğumuz şartlar, iffeti korumanın önünde büyük bir engel. Zina, hiç olmadığı kadar yayılmış, hatta birtakım çevrelerde iftihar edilen bir şey, erkekler arasında ‘erkekliğin sembolü’, kadınlar arasında ise bir erkeği baştan çıkarabilme yeteneği haline gelmiş. İffet hiç bu kadar ayaklar altına alınmamış, hiç bu kadar utanılacak hale gelmemişti.
Lise veya üniversite gibi çoğunlukla bekârların bulunduğu ortamlarda ‘manita yapmamak’ bir eziklik sayılıyor çoğu zaman. Zina mı? “Beden benim, onunla istediğimi yaparım.” kafası almış başını gidiyor. Zinaya yol açan sebepleri bilmeden zinadan kaçınmanın yollarını bilmemiz pek mümkün değil. Bu sebeple önce zinaya sebep olan etkenleri biraz açalım.
Bildiğiniz gibi zina, nikâhsız birliktelik durumudur. Bu durum toplumsal yönden de dini olarak da yanlış görülmektedir. Zinanın nedenlerine baktığımızda çoğunluğunun psikolojik olduğunu görürüz. Diğer nedenler de psikolojik nedenlerin alt dalları gibidir.
Psikolojik Nedenler
1. İlişkisel Memnuniyetsizlik: Zina, evlilikte duygusal ya da fiziksel ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklanabilir. Eşlerden birinin kendini ihmal edilmiş ya da değer görmemiş hissetmesi bu davranışa zemin hazırlayabilir.
2. Bağlanma Stilleri: Güvensiz bağlanma stilleri (örneğin, kaçıngan ya da kaygılı bağlanma), bir bireyin sadakat konusunda sorun yaşamasına neden olabilir. Bunlar genelde çocukluk dönemindeki travmalarla alakalı da olsa kişinin ileriki yaşamınaolumsuz etki edebilir.
3. Duygusal Bağımlılık ve Heyecan Arayışı: Bireyler, rutinden sıkıldıklarında veya yaşamlarında eksik bir heyecan ya da yenilik aradıklarında, başka bir ilişkiye yönelmeyi tercih edebilir.
4. Narsisizm: Bazı bireyler, narsistik kişilik özellikleri nedeniyle sürekli takdir ve ilgi arayışındadır. Bu durum, zinaya neden olabilir.
5. Empati Eksikliği: Empati kuramayan bireyler, eşlerinin duygularını ve evlilikteki güveni göz ardı ederek zinaya yönelebilir.
6. Özsaygı Sorunları: Düşük özsaygı, bireyin kendini değerli hissetmek için dışarıdan onay ve ilgi aramasına yol açabilir.
Zinanın Muhtemel Sonuçları
Suçluluk ve Pişmanlık: Zina sonrası birey, ilişkisine zarar verdiği için suçluluk duyabilir. Ancak, bazı durumlarda birey yaptığı eylemi mantığa bürüyerek bu duyguları bastırabilir.“Eşim benim istediğim gibi biri olsaydı…” gibi bahanelere sığınabilir.
Kaygı ve Stres: Bir sır taşımak ve bu sırrın ortaya çıkma ihtimali, zinayı gerçekleştiren bireyde kaygıya neden olabilir.
İlişki Dinamiklerinde Bozulma: Sadakatsizlik, çiftler arasında güven kaybına ve iletişim sorunlarına yol açar. Denildiği gibi, “Güven tek kullanımlıktır.” ve bir kişi güven kaybetmişse onu kazanması artık neredeyse imkânsızdır. Zina eden kişi, eşi ne kadar iffetli olsa da ondan şüphe edebilir. Böylesi bir şüphe ile yaşamak zorunda kalmak da olası sonuçlardandır.
Zinanın bir de ahirete bakan yönü var ki bu da onun büyük günahlardan olmasıdır. Bu sonucu dünyada görmüyor olsak da iman etmiş bir kişi, zinanın uhrevi sonuçlarından dolayı da vicdanının derinliklerinde büyük bir sıkıntı duyar.
Zinadan Kaçınmanın Psikolojik Yolları
Zina, kişilik bozukluklarından mütevellit bir sorunsa, kişi öncelikle bu problemleri düzeltme yoluna gitmeli ve bir uzmandan destek almalı. Bunun için farkındalık çok önemlidir. Zira zina eden birçok kişi, suçu eşine atarak vicdanının derinliklerinden gelen sesi susturur.
Kişilik bozukluğunun fark edilemediği durumlarda zina, bireysel ve çift terapisi ile ele alınabilir. Zira bir tarafta harama alışmış ve bundan vazgeçmesi zor bir birey varken, diğer tarafta güvenini yitirmiş bir birey vardır.
Bireysel terapide zinaya neden olan duygusal ihtiyaçlar ve çatışmalar teşhis edilip tedavi yoluna gidilir. Şahıs neden zinaya yöneliyor? Hangi durumlarda bu ihtiyaç oluşuyor? Bu durumlarda başka ne yapılabilir? Bu gibi sorulara objektif bir şekilde cevap aramak, sorunu çözmede ilk basamak olacaktır.
Şöyle denilebilir: “’Hangi durumda bu ihtiyaç oluşuyor.’ da ne demek? Zina zinadır işte.”Evet, eskiden, çok eskiden öyleydi. Zina, sadece zina idi. Ancak günümüzde davranışlarımız sadece görünen ya da bizim tahayyül ettiğimiz sebeplerden dolayı olmuyor. Örneğin bir erkek iş yerinde hor görülüp kadınların önünde aşağılanmış ve bunu sindiremeyip kadınlarla duygusal veya başka çeşit bir bağ kurma eğilimi göstermiş olabilir. Yahut bir kadın bazı konularda kendini yetersiz görüp bu yetersizliğini başta duygusal bağ, sonrasında da zina şeklinde gidermeye çalışabilir. Örnekleri kişi sayısı kadar çoğaltabiliriz.
Bu durumda kişiye düşen, kendisi hakkında sorumluluk alıp hayatını düzeltme yoluna girmektir. Tabii ki bu yeterli değil. Çift terapisi de evliliğin sağlıklı bir şekilde yürümesi için yapılması gerekenlerden… Çift terapisinde çiftlerin sağlıklı bir şekilde duygularını ifade etmeleri sağlanır. İletişim kopukluğu sebebiyle anlaşılmayan yerler, evlilikteki karanlık kalmış alanlar aydınlatılır ve böylece yuva, daha sağlam bir zemine oturmuş olur.
Güvenin Yeniden İnşası: Evlilikte güven kaybı üzerine çalışılır. Meselenin belki en zor kısmı budur ama şunu da unutmamak lazım ki bin kere günah işlesek dahi bir tövbe ile affeden bir Rabbimiz var. Gerçek bir pişmanlık hissediliyorsa, yuvayı yıkmamak evladır. Güven, güvenle çoğalır; şüpheyle azalır. Şüphe oluşmaması için de bilhassa aldatan kişiye çok iş düşüyor.
Zina, karmaşık ve çok boyutlu bir konudur. Her birey ve ilişkinin dinamikleri farklı olduğundan, bu durumun incelenmesi ve çözüm önerileri kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Bazen bir cümle, insanı zinadan alıkoyabilir. Yeter ki o kişinin iç dünyası keşfedilmiş olsun. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), zina etmek için kendisinden izin isteyen bir delikanlıya “Senin annene/halana/kız kardeşine yapılsa hoşuna gider mi?” (Müsned, V, 256-257)diyerek ondaki vicdanı harekete geçirmiş ve o genç de oracıkta isteğinden vazgeçmişti.
Sonrasında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o gencin kalbine elini koyup onun bu işleri arzu etmemesi için dua etti. Belki de toplum olarak en büyük eksiğimiz duadır ha ne dersiniz? Kınamadan öteye geçip mümin kardeşimiz için dua etsek, sonra bizim de başımıza aynı sıkıntı gelmese ne güzel olur.
Rabbim bizleri iyilik ve takvada yardımlaşanlardan eylesin. Âmîn…