Mübarek üç aylar tövbe etmenin, imanı güçlendirmenin, salih amel işlemenin bu vesileyle çok bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibi Rabbimizin kötülüklerimizi sildiği ve bunların yerine nice iyilik ile rızıklandırdığı müstesna bir zaman dilimidir dersek mübalağa etmiş olmayız sanki.
Rabbimizin inayetiyle bir rahmet mevsimine ulaşmanın heyecanını yaşıyoruz. Üç aylar derken hemen aklımıza başta oruç olmak üzere yapılabilecek birçok ibadet gelir. Oysaki başta namaz olmak üzere yaptığımız ibadetler ile Rabbimiz bizi terbiye eder. Bu minvalde tefekkür deryasına dalıp bir muhasebe yapmak icab eder. Rahmet mevsimi diye adlandırılan doksan günlük eğitim süreci r ecebi şerif ile başlar, recebi şerifin ilk cuma gecesi Regâib gecesi reğebe fiilinden gelmektedir. Rağbet etti yöneldi anlamına gelir. Regâib ile Hak Teâlaya rağbet eden bir kişi demek ki manasına ve önemine vakıf olmuştur. Daha sonra rağbet eden bu kul Recebi şerifin 27. gecesinde namaz ile Miraca yükselir. Devamında şaban-ı muazzamâ ayının 15.gecesinde beraatin sevincini yaşar biizniAllah. Akabinde Ramazan ayında kadr kıymet gecesi olan Kadir gecesinde Allah'ın izniyle af olunmuş bir kul olarak bayrama ulaşır. Bu ayların iman edenlerin nazarında değer kazanmasının sebepleri arasında HazretiPeygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu aylar ile ilgili verdiği müjdeler gösterilebilir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şerifinde, “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır” (Kenzu’l-Ummal, 12/310) buyurmuştur. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Receb ayı girince, “Allah’ım! Receb ve Şabanı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır” (Müsned, 1, 259; Ebû Nuaym, 6, 269) diye dua ederdi.
Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek gecenin dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine tekabül eder.
Ramazan ayının fazileti ise fevkalâdedir. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:“Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır” (Müslim, Kitâbu`s-Sıyam)
Zunnûn el-Mısrî (k.s), “Recep ekme ayı, Şaban sulama, Ramazan mahsul ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer.” diyerek bize tavsiyelerde bulunmuştur. O halde bu rahmet deryasına gark olmak için bunu başta kendi benliğimiz, aile fertlerimiz ve çevremizde bu heyecanı yaşayıp ve yaşatmak için bir çaba ve gayret sarf etmeliyiz. Yapılan ibadet ve taatleri kaliteli ve ihlaslıyapmanın bilincinde olmanın şuuruna varmamız icab eder. Gelin ey iman eden kardeşler,kendimize bir program yapalım Allah'ın ayı olan Recebi şerifte Rabbimizi tanıyıp bol bol istiğfar çekelim. Biricik peygamberimizin ayı olan şaban-ı şerifte O Habibi Kibriya’nın hayatını okuyup ziyadesiyle salâvat çekip “Şüphesiz ki Sen, yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem Suresi, 4. Ayet) ayeti ile amel etmeye gayret ederek layık ümmet olma çabası ve gayreti içerisinde olalım. Son olarak ümmetin ayı olan Ramazan-ı şerifte kıymetini Kur'ânı Kerim'den alan bu ayda başta Kitabullah’a rağbetimizi arttırıp “(Rasulüm) De ki: Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! (Furkan Suresi, 77. Ayet) ayetini düstur edinerek başta Gazze, Filistin ve Lübnan olmak üzere dünyanın birçok yerinde baskı altında zulüm altında olan kardeşlerimize, Rabbimize layık kul Habibine layık ümmet olabilmek için kendimize ve ailemize duaya sarılalım.