Nisanur Dergisi - Gülfer Ekmen
Sarsılmaz güç abidesi El-Metin olan Allah’a (Celle Celaluhu) hamd, her anlamda en güçlü örnek Peygamber Efendimize salât ve selam, günümüzün ashabı, şehirlerinin aksine kendileri dimdik ayakta duran Gazze’ye selam olsun.
Buradan esma üzerine yaptığımız tefekkürleri okuyanlar bilir her yazıya hamd ve sena ile başladığımızı. Yine İslami okumalara, etkinliklere hayatlarında yer verenler “Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.” cümlesine de aşinadırlar. Ancak ailesini, evini, topraklarını kaybetmiş, kendileri de çok zor durumda olan bu asrın insanlarının, Gazze’nin “Elhamdulillah” deyişleri pek de alışkın olduğumuz bir durum değildir. “Elhamdulillah” yani hamd, övgü ve sena Allah’a (Celle Celaluhu) mahsustur.
Yıllar önce ateist olan bir muhatabımın “Durmadan övülmek isteyen bir ilah sizinki.” cümlesine o zamanlar karşılık verememiştim. Kulunun yaptıklarıyla artmayan, yapmadıklarıyla azalmayan bir ilahın benim övgüme ihtiyacı olmadığını, övmeye benim ihtiyacım olduğunu zamanla anlayacaktım. “Övdüğüme güvenir, teslim olur, dayanırım.” çıkarımında bulunmak için bazı yaşanmışlıklar gerekecekti.
Covid 19 olarak adlandırılan salgın, art arda gelen doğal afetler, 11 ilimizi etkileyen deprem ve Gazze’deki soykırım vahşeti. Lezzetini kaybeden, sıkan, bunaltan bir dünya. Ömrü, bilgisi, dayanıklılığı sınırlı olan insanın sonsuz bir güce dayanmaya olan ihtiyacını gösteren hayatlarımız. Gündeminde olsun veya olmasın yaşananların evrene yaydığı enerjiden etkilenen insanlık. Peki çözüm ne? Kendini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen Rabbini över. Rabbini öven Rabbini dinler, Rabbini dinleyen Rabbine dayanır. Rabbine dayanan hayatın tazyiklerinden, her an olabileceklerden korunur. Teslimiyeti ve güveni şartlara göre değişmez zira. Gazze gibi…
Sağlamlığını muhafaza eden, iradesine karşı durulamayan, kuvvet ve kudreti artıp azalmayan, en büyüğü en küçük kadar kolay, en küçüğü en büyük kadar sanatlı yapan El-Metin olan Allah’tır (Celle Celaluhu). Ulaştırmak istediklerine rahmetini önleyecek bir kuvvet ve kudret olmadığı gibi, gazabından ve intikamından kurtaracak da yoktur.
Hiçbir iş El-Metin’e zor gelmez, aciz bırakmaz, idaresine karşı gelemez, kuvvetinden kurtulamaz. Emir ve hükümleri, vaat ve tehditleri, gönderdiği din metindir, sağlamdır, güçlüdür, sarsılmazdır. Zamanın yıpratıcı etkisine maruz kalmayan, zatında ve sıfatlarında değişikliğin olmadığı Mutlak Varlık’tır O.
“Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.” (Zariyat 58)
Düşmanlarından intikam almada da güçlü, kuvvetli ve sarsılmazdır. Bunun için dilerse insanları, dilerse başka mahlûkları kullanabilir. Askerlerinin, ordularının sayısı, sınırı ve cinsi bilinmezdir. Hatta dilerse bunu imtihan sırrına zıt bir şekilde açıktan da yapabilir. Firavun’un sarayının altını karıncalara oydurup başına yıkan El-Metin’den başkası değildir. Babil’in asma bahçelerini ve İrem Bağlarını sulayan barajın kerestelerini fareye yedirip deldiren de El-Metin’dir. “Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım çok sağlamdır.” (Kalem 45)
Bir şey istenecekse sadece O’ndan istenmeli, birine yalvarılacaksa sadece O’na yalvarmalı. O’ndan başkasına dökülen dil, açılan el kişiyi alçaltır, istediğine de tam anlamıyla ulaşamaz. Her şeyin dikkatle vazifesini yapıp haddini bilmesi, büyük heybetin altında umumi bir itaatin bulunması El-Metin olan Allah’ın (Celle Celaluhu) hükmünün gücünü gösterir zira.
Ağız ve burun boşluğunun birleşme noktasında olan yutakta yutma olayının gerçekleşebilmesi için gereken bir seri olayın bir kaçına değinelim. Yutulan lokmanın soluk borusuna kaçmasını önlemek için epiglottis olarak adlandırılan gırtlak kapağının soluk borusunu kapatması gerekir. Lokmanın burun boşluğuna doğru gidişini önlemek için de küçük dil yukarıya kalkarak bu bölgeyi kapatır. Böylece farkında olmadan yaptığımız yutma işlemi gerçekleşir. Bu olayları denetleyen beynin çok küçük bir parçası olan omurilik soğanıdır. Beynin hayat düğümü olarak da adlandırılan bu parçası çok zor olan bu görevi El-Metin’den aldığı güçle O’na dayanarak yapar. Yutma refleksini kaybeden birey ağızdan beslenemez, vücudun bazı bölgeleri delinerek buralardan beslenmesi sağlanır.
Atmosfer gazlarını kaçmaya zorlayan hızla, atmosferde tutan yerçekimi kuvveti öylesine dengelenmiştir ki, buradan kaçamazlar. Bu sağlam kanunu ve dengeyi koyan El-Metin’dir.
Tüm varlıkta El-Metin’in attığı imzaları, sağlam kanunları, güçlü dengeleri görmek mümkün. Ancak biz şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Tam bir kuvvete sahip olmak bakımından El-Kaviyy, gücünün çok şiddetli olması yönüyle El-Metin olan ilahımızdır Allah (Celle Celaluhu). Kudretinin kemali El-Kaviyy, kuvvetinin şiddeti El-Metin esmalarıyla ilişkilidir. Başka bir deyişle El-Kaviyy her şeye etki eden, El-Metin hiçbir şeyden etkilenmeyendir. Kaviyy isminin karşısında tüm mahlûkat zayıf, hakir ve acizdir. Hiçbir varlık Metin ismi karşısında o metin kudreti yoramaz, aciz bırakamaz. Zalimi halden hale çevirip yerin dibine geçirebilmesi yönüyle El-Kaviyy, zalimin hiçbir şekilde O’na ilişememesi yönüyle de El-Metin’dir.
Kâinatta El-Metin okumaları yapan kul, tüm varlıkların isteyerek veya istemeyerek boyun eğdiğini, zalimlerin yaptıkları haksızlıklarla beraber yerin dibine geçirildiğini görür ve bu ona zorluklar karşısında dayanma gücü verir. Korku ve endişe duymaz, evham ve vesveseden korunur. Bu durum gönülden Allah (Celle Celaluhu) dışında ne varsa siler. Yüreğin tüm korkularını ve ümitlerini El-Metin’e bağlama olgunluğunu sağlar, bireyi sabır ve kuvvet sahibi kılar. Bireyi Gazze yapar.
Vücut sarayımızın her bir köşesine koruma kalkanları yerleştirerek sağlıklı yaşamamızı kontrol altına alan gücün ruhumuzun, kalbimizin sağlığı için de koyduğu haram kalkanları mevcuttur. Nefsin aldatmalarına karşı sünnet olarak adlandırdığımız Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaşantısı, şeytanın saldırılarına karşı da Kur’an-ı Kerim sığınabileceğimiz metin kalelerimizdir. Duamızla bu minvalde olsun o halde.
“Ey bir emriyle demirin parçalandığı, dağların boyun eğdiği, denizlerin izniyle yarıldığı El-Metin olan ilahım! Nefsimin eline bırakma, şeytanın aldatmacalarına kandırma, sebeplerin arasında oyalama…Senden aldığı metanetle zalime kafa tutan, dimdik duran kardeşlerimizin ve bizlerin yüreklerini ferahlatacak sevinçler yaşat. Tüm zalimlere Sen’inle baş edemeyeceklerini göster.”
Âmin..