Bu yazımızda “çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)” konusunu ele almaya çalışacağız. Öncelikle konu ile alakalı birkaç soru sormamız gerekir:
1. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir?
2. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu aynı anlama mı geliyor?
3. Nasıl tanı konur ve tedavisi nedir?
4. Altta yatan sebepler nelerdir?
Genel olarak baktığımızda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; yani kısaltılmış olarak DEHB çocuklukta başlayan ve etkisi (bazen) yaşam boyu sürebilen bir rahatsızlıktır. DEHB, başlığı altında üç ayrı alt başlık şeklinde ele alınır. Bunlar; dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsel davranışlardır.
Dikkat eksikliği; kişinin herhangi bir iş veya görevi tamamlamada odaklanmama sorunudur. Çocuk ayrıntıya dikkat etmez ve dürtüsel davranışlar az seviyededir.
Hiperaktivite; kişi sürekli olarak hareket halindedir, durması gereken yerde duramaz, kıpır kıpırdır. Hiperaktivite bozukluğu, kişinin diğer insanlarla etkileşim ve iletişimi aksayacak düzeyde olmasıdır. Hiperaktivite bozukluğunda fazlasıyla dürtüsel davranışlar vardır. Bazen yerinde duramayan çocuk gördüğümüzde hemen ‘yaramaz’ damgasını yapıştırırız ama unutmayalım ki her ‘yaramaz’ çocuk, gerçekten yaramaz değildir. Bazen bu bir hastalık derecesindedir ve ebeveynler bunun bir ‘yaramaz’lıktan değil, pedagojik anlamda bir ‘rahatsızlık’tan kaynaklandığının bilincine varmalıdırlar.
Dürtüsel davranışlar; Kişinin hiç düşünmeden hareket etmesi, hareketlerini ve bedenini kontrol edememesidir. Aslında başta da belirttiğimiz üzere üç konu da tek başlık atlında toplanır ve her biri birbirinin tamamlayıcısıdır.
DEHB’nin sebepleri nelerdir?
Uzmanlara göre sebebi tam olarak bilinmemekle beraber genetik faktörler, doğum öncesi ve sonrası yaşanan sorunlar, rahatsızlıklar veya çevresel faktörler rahatsızlığın üzerinde rol oynayabilmektedir.
DEHB’nin genel (ortak) belirtileri nelerdir?
Koşup tırmanırken bireyin fizik kurallarını hiçe sayma, çevreyle sorun yaşama, sırasını bekleyememe, aceleci olma, aşırı konuşma, istek ve dürtülerini erteleyememe, sık sık hata yapma, rutin işleri unutma, ekip çalışmasında zorlanma, eşyalarını sık sık kaybetme, severek yaptığı iş veya oyundan çok çabuk sıkılma… Kitap okuma, bulmaca çözme, ders çalışma gibi aktiviteler ve sorumluluklarından kaçma, düzensiz olma gibi genel belirtileri vardır.
DEHB’nin belirtileri nelerdir?
Dikkat Eksikliği Belirtileri: En belirgin özellik; çocuklarda okul başarısı düşüktür ve çocuk dikkatini tam toparlayamaz. Yine çocukta sık sık eşyalarını kaybetme, bir oyunu bitirmeden diğerine geçme, dinleme esnasında çabucak sıkılma, sırasını bekleyememe, odaklanamama gibi belirtiler gözlemlenir.
Hiperaktivite Belirtileri: Bir şekilde oturamama, sürekli elleri ve ayaklarıyla oynama, aşırı bir şekilde konuşma ve soru sorma, konuşurken dahi hareket halinde olma, sabırsızlık gibi davranışlar hiperaktivite belirtileridir.
Dürtüsel Davranışlar Belirtileri: Sonunu düşünmeden tepki verme davranışı gösterir. Örneğin; arkadaşı kendisine şaka yapar ama çocuk hoşlanmadığını göstermek adına, ağır bir tepki ya da tehlike arz edebilecek davranışlar sergiler. Dürtüsel davranışlarını kontrol edemeyen bireyler sosyal normları göz ardı eder, tehlikeli aktiviteler yapar. Daha uygun bir ifade kullanacak olursak, çocuk kendini frenleyemez.
DEHB Tanısı Nasıl Konur?
Alanında uzman kişilerce uzun süreli gözlem ve değerlendirmeler sonucunda tanı konur. Tanısı konulan çocuk için uygun bir tedavi yolu belirlenir. Tanı konulduktan sonra aile ile birlikte hareket edilir ve çocuk kontrol ve tedavi altına alınır.
DEHB Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Tedavi yöntemi kişinin yaşına, sağlık durumuna ve diğer etkenler de göz önünde bulundurularak seçilir. İlaç veya psikoterapi desteği sağlanarak, bireyler sağlıklı bir şekilde hayatlarını idame ettirebilirler.
Sonuç olarak; Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, erken tanı konulup doğru tedavi yöntemiyle yaklaşıldığında kolay tedavi edilebilecek bir rahatsızlıktır. Bu süreçte ailenin de sabırlı olması, çocuğun öğretmen ve hekimiyle sürekli irtibat halinde olması tedavi sürecini hızlandıracaktır. DEHB rahatsızlığı olan bir birey sadece kendini değil; çevresini, ailesini ve hatta gelecekteki ebeveynliğini de etkiler.
Riskli sağlık davranışları açısından tehdit altında olan kişilerde; erken yaşta sigara kullanımı, yasal sorunlar, kötü akran ilişkileri, kendine güven kaybı gibi zararlı alışkanlıklargözlemlenebilir. Bu sebeple erken tanı ve tedavi, ileri boyuta gitmeden önlenebilir kayıplar için başlatılmalıdır. Bununla birlikte aile de fazla yıpranmamak adına, gerekli psikolojik desteği alabilirler.
Son olarak, dışarıdan gelebilecek 3. şahısların konuşmalarını duymazlıktan geliyoruz. Çünkü bu süreç içerisinde ‘’Benim yakınım da böyleydi, şu komşumun çocuğu şöyleydi, şu yere götürdüm düzeldi, bu suyu içirdik geçti’’ gibi fazlasıyla öneri sunan olacaktır.
Şunu unutmayalım ki her çocuk kendine özel ve farklıdır. Başkasına iyi gelmiş bir uygulama,sizde aynı sonucu vermeyebilir. İşin ehli, her zaman için uzmanlardır. Bizler burada sadece naçizane görüş ve önerilerimizi yazıp paylaşıyoruz. Daha iyi bir tedavi için bizzat uzmanların kontrolünde ilerlemek gerekiyor.
Herkese sağlıklı günler dileriz, Allah’a emanet olun!