Bismillahirrahmanirrahim...
Tesettür; setretmeyi, gizlemeyi, örtmeyi, sakınmayı içeren bir eylemdir. Yalnızca Müslümanın bir kadının başını kapatmasından ibaret olmayıp ilk olarak erkeklerin gözlerini sakınması şeklinde emredilmiştir. Tesettür, bir Müslüman’ın mahremiyet sınırlarını belirgin hale getiren haya ve iffetini koruyan adeta bir ahlak kalkanıdır.
Tesettürün psikolojik yansımaları serimizin bu yazısında tesettürün bu kapsamlı yönünü psikolojik olarak değerlendirecek ve gösterme ile açmanın psikolojik yansımalarını ele alacağız inşallah.
Setretmek, bir anlamda kişisel sınırları belirlemek ve bu sınırlar dahilinde kalmaktır. Psikolojik açıdan, setretme davranışı, bireyin kendini koruma, başkalarının olumsuz yargılarından ve müdahalelerinden korunma ihtiyacını karşılar. Birey, gizlilik ve mahremiyet duygusuyla, duygusal bütünlüğünü koruyarak daha sağlıklı bir psikolojik yapıya sahip olabilir. Setretme yönüyle tesettür de kişiye dış etkilerden bağımsız bir kimlik inşa etme olanağı sağlar. Böylece kişi kendini olduğu gibi kabul ederek özgüven kazanabilir. Özgüvenli ve kendini olduğu gibi kabul edebilen kimse dış baskılardan, yorumlardan çok etkilenmez ve bu durumlar karşısında kaygı, stres gibi problemler de yaşamaz. Özellikle, tesettürün kişinin duygusal sınırlarını belirleyip başkalarının kişisel alanına müdahale etmesine engel olması, ruhsal dengeyi sağlayan önemli bir faktördür.
Haya ve utanma, kişiye otokontrol sağlayan duygulardır. Bu duygular, kişiyi zararlı davranışlardan uzak tutarken, aynı zamanda toplumsal kabul ve onur duygusunu güçlendirir.Haya sahibi kimse açmaktan ziyade örtmek ister, göstermekten ziyade gizlemek ister. Böyle bir kimse gözünü harama örter, kulağını harama örter, ağzını harama örter. Tüm azalarını harama karşı örter.
Günümüzde sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bireylerin görünür olma isteğinin artmışolması, insanları göstermek, açmak, sergilemek ister bir hale getirerek haya duygusuna ciddi zarar vermektedir.
Görünür olma isteği kişiyi sürekli dış onay arayışında olmaya itebilmektedir ve gelinen noktada kişi, onay/beğeni alabilmek uğruna normalde yapmayacağı davranışlarda bulunabilmektedir. Psikolojik araştırmalar, sürekli dış onay arayışında olmanın, bireyin özsaygısını dış faktörlere bağımlı hale getirdiğini ortaya koymaktadır.
Görünür olma isteği onay bağımlılığının yanında kaygıyı artırabilir. Beden imajı sorunlarına sebep olabilir.
Görünür olma isteğinin ileri boyutu ise “göstermecilik” bozukluğudur. Göstermecilik, bireyin cinsel organlarını veya özel alanlarını başkalarına izinsiz bir şekilde sergilemesiyle ortaya çıkan psikolojik bir bozukluktur. DSM-5’e (Psikolojik Bozukluklar Tanı Kitabı) göre bu, bir parafili (cinsel sapkınlık) türü olarak sınıflandırılır ve ciddi psikolojik sorunlara işaret eder.
Mahremiyetin korunması, bireyin psikolojik sağlığında kritik bir rol oynar. Kendi sınırlarını bilmek ve başkalarının sınırlarına saygı göstermek, hem bireysel özgüveni hem de toplumsal uyumu destekler. Açılma, sürekli teşhir ve parafilik davranışlar, bireyin özsaygısını ve psikolojik dengesini bozabileceği gibi, sağlıklı ilişkiler kurmasını da zorlaştırabilir.
Sonuç olarak, bireyin kendine ve başkalarına duyduğu saygının temelinde, sağlıklı bir mahremiyet anlayışı yatar. Bu da ancak hayanın beraberinde getirdiği gerçek manada bir tesettür ile sağlanabilir.