Gebelik döneminde değişen hormon seviyeleri sebebiyle diş etlerinde değişiklikler meydana gelebilmektedir. Çoğunlukla diş etlerinde kanama artışı yaşanır bunun yanı sıra artan hamilelik hormonları sebebiyle diş etleri bakterilere karşı daha dirençsiz hale gelir. Bu sebeple gebe hastada diş eti problemleri normal bir bireye kıyasla daha kolay oluşabilir ve daha kısa sürede ilerleyebilmektedir. Sonuç olarak diş etleri gebelik döneminde bakıma daha muhtaç hale gelmektedir. Bu dönemde diş etlerinin kanamasını sınırlandırmak için gebe hastaların dişlerini daha az fırçalama eğiliminde oldukları görülür fakat bu durum da diş eti iltihabına ya da sadece bu dönemde görülebilecek bir durumun uzun süreli bir duruma dönüşmesine ve daha uzun süre hastayı rahatsız edebilecek seviyeye gelmesine sebep olabilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda ise gebelik döneminde yaşanan diş eti problemlerinin erken veya düşük ağırlıklı doğuma neden olabileceği gösterilmektedir. Bu sebeplerden dolayı gebelik döneminde ağız bakımı aksatılmamalıdır.
Diş etlerinin bakımının ihmal edilmesi sonucu oluşabilecek olan diş eti iltihabı beraberinde çok ciddi problemler getirebilmektedir. Diş etleri ödemli ve şişkin görünür. Bu durumdayken örttüğü dişi olması gerektiği kadar sıkıca kavrayamaz. Bu durumun ilerlediği senaryoda diş kaybı kaçınılmaz olmaktadır. Fakat bu durum hamileyken diş kaybının yaşanmasının normal bir durummuş gibi algılanmasına sebep olmamalıdır. İnanıldığının aksine gebelik döneminde annenin dişlerinden kalsiyum çekilmesi ve her bebeğin anneye bir diş kaybettireceği inancı doğru değildir. Gebelik döneminde dikkat edilecek bazı noktalar ile diş sağlığını korumak mümkündür. Bunların başında da anne adayının yeterli kalsiyum tüketmesi yer almaktadır. Uzmanların tavsiyesine göre gebe hastanın günlük 1200-1500mg arası kalsiyum alması gerekir. Bu da en basit hesapla 13 bardak süte denk gelmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, tahıl ve meyveler ile zenginleştirilmiş bir diyetle dengelenebilmektedir.
Gebelik döneminde tükürükteki asit miktarının arttığı saptanmıştır. Bu da dişlerin çürümeye daha yatkın hale gelmesiyle sonuçlanır. Ayrıca çoğu anne adayının mide bulantısı problemi yaşadığı bilinmektedir ve kusmuk da asidik yapıdadır. Bu problem sonrasında ağız bakımına dikkat etmemek de çürük riskini arttırmaktadır. Sonuç olarak ağız hijyenine dikkat etmek ve aksatmamak çürük problemini önleyen en etkili ve başarılı çözümdür. Diş çürüğünün oluşabilmesi için ortamda çürük yapan bakterilerin besin olarak kullanabileceği şekerin de bulunması gerekmektedir. Buna izin vermemek adına tatlı yedikten sonra dişler mutlaka fırçalanmalıdır. Kusma durumunda ağız ortamının asidik kalmasına izin verilmemelidir dişler fırçalanmalı, en azından ağız su ile çalkalanmalıdır. “Diş etlerim kanıyor” düşüncesiyle dişleri fırçalamaktan kaçınılmamalıdır. Günde en az iki kez fırçalama, diş ipi kullanma ile etkili diş bakımı yapılmalıdır. Gebelik dönemine uygun ağız gargaraları ile ya da ılık tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Özellikle ılık tuzlu su, gebelikte görülen dişeti hassasiyetini azaltacaktır. Kalsiyum alımına özen gösterilmelidir. Bu tavsiyelere özen gösterilmesine rağmen ağız ve diş sağlığı problemleri yaşanabilmektedir. Bu durumda diş hekimi muayenesine gidilebilir. Gebe hastada ilk 3 ay etkili diş tedavilerinden kaçınılır. Tedaviler 4-5-6. aya ertelenir. Son üç ayda ise acil olmayan tedaviler doğum sonrasına bırakılır. Hekim önerisi olmadan ağrı kesici ve antibiyotik gibi ilaçlar kullanılmamalıdır.
Sonuç olarak anne adayı hem kendi hem bebeğin sağlığını korumak adına ağız hijyeni konusunda dikkatli olmak zorundadır. Gebelik, annenin ve bebeğin ağız ve diş sağılığınıetkileyen bir süreçtir. Bu nedenle anne adayının ağız ve diş bakımına dikkat etmesi süreç içerisinde yaşanacak vücut değişimi için güçlü dokular oluşturmasını sağlar.
Rabbim sağlık, sıhhat ve afiyet versin.