Afiyet, sağlık, huzur ve iyilik anlamında kullanılır. Beden ve ruh sağlığı anlamına gelir. İnsanın huzur içinde olup, sıkıntı ve hastalıklardan uzak olması halidir. Afiyet olsun, afiyet bul duası bir birimize yapabileceğimiz en büyük dualardan olsa gerek.
Duygularımızı yönetemediğimiz, etkisi altında kaldığımız haz ve hız çağının içinde olan bizler, ne kadar affedersek o kadar afiyet içinde olacağımız her birimizin malumudur. Afiyetin aftan gelmesi düşüncesi hem ruhsal bir arınma hem de manevi bir huzur ve psikolojik iyileşme anlamındadır. Afuvv olan Hak Teala’ya yakınlaşma sebebidir.
Afuvv, çokça affeden, affetmekte sonsuz derecede geniş olan Allah Teala kusurlarımızı en küçüğünden en büyüğüne kadar affedendir.
Hem bedensel hem de ruhsal bir huzura giden yol affetmekledir. Bu bilgiye inanıp teslim olmak kalbin şifasını verirken, ruhsal sıkıntılardan kurtararak insanı her şeyin sahibine yöneltir.
Hayatta en zor olay insanın kendisiyle yüzleşmesi, kendisini affetmesidir. Affetme eylemi insanın kendisine yapabileceği en büyük iyiliktir. Kendisini affetmeyen kimseyi affedemeyecektir. İçimizdeki kini, öfkeyi, kırgınlığı gidermek ancak bağışlamakladır. İnsanın kendisini özgürleştirmesi ancak affetmekledir. Zira af ruhsal afiyeti getirir. Ruhsal afiyet içinde olmayan güzel bakamaz. Güzel bakamayan güzel görmediği için sağlıklı da düşünemez.
Allah Resulü bu durumu şu şekilde özetlemiştir. “Allah, kendisini affetmeyenleri affetmez. Siz Allah’a dua ettiğinizde O'na af diliyorsunuz, ama siz birbirinizi affetmezsiniz. O zaman Allah size nasıl merhamet etsin?” (Tirmizi, Edeb, 34)
Kalp sağlığını doğrudan etkileyen affetmenin stres seviyesini düşürdüğü de bir gerçektir. Duygusal yükler insanı zamanla altından kalkamayacağı yıkımların altında bırakırken, hayata ve insanlara karşı güvenini kırar. Kader mahkûmu rolüne girerek kurban psikolojisi içine girdirebilir.
Allah’a yönelmenin, yakın olmanın en kestirme yolu sanırım affetmekledir. Zorluk ve sıkıntı dolu şu hayatın içinde kendi yüklerimizin yanında bir de affedemediklerimizin yükünü taşımak insan belini büken bir eylemdir. Allah Teala birçok ayetinde bizi affetmenininanılmaz hafifliğine davet etmiştir.
İyi ve sabırlı bir insanın erdemini anlatan Al-i İmran suresinin 146. ayetinde Rahim olan Rabbim “Ve sabırlı ol; çünkü Allah, güzel sabredenleri sever.” buyurmuştur.
Affetmenin sadece bir erdem değil aynı zamanda mükafatla ödüllendireceğini, barışı ve huzuru getireceğini Şura suresi 40. Ayeti şu şekilde sunar, “Kim affeder ve barışı sağlarsa, onun mükafatı Allah’a aittir.”
Alemlerin sahibine yakınlaşma için sebep olarak gösteren Tevbe suresi 118. ayetinde Allah’ın kullarını affederek onlara merhamet ettiğini vurgulamıştır, “Şüphesiz Allah affedendir, merhamet edendir.”
Peygamber Efendimiz'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hem kendisi hem de ümmeti için affetmenin teşvik edildiği ayet de şu şekildedir, “(Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf Suresi, 199. Ayet)
Hasılı kelam; afiyet gerçekten affetmekten gelir. Bizler affederek hem dünyada huzura kavuşuruz hem de Allah’a yakınlaşarak O’nun merhametine nail oluruz. İslam’da affetmek sadece başkalarına karşı bir davranış değildir. Allah’a yönelmenin, O’nun rahmetine sığınmanın en açık yoludur.
Ves-selam