Nisanur Dergisi - Zehra Özelçi
Ey şehit!
Bir gece vakti...
Hasret kokan asrın zemheri yurdunda
Seni düşündüm yine,
soğuk duvarlar ardında.
Sevdaya adanmışlığın geldi aklıma.
Göğsünü siper edişini hatırladım Kur'an'a
Haykırışların çınladı kulağımda.
Zihnimin meydan okurcasına zamana,
Seslenip durdu sakladığı hatıralarla
"Ya hakimiyeti Kur'an, ya da adaktır
bu can Allah'a"
Haykırırken sen, zalimin karanlık suratına;
Meğer can atarmış kurşunlar,
Kavuşmak için sana.
Ve işte;
Gül kokusuyla ulaştın şüheda makamına.
Varsın seni yok ettiğini sansın küfür...
Akan kanları zaferi saysın ne fayda!
Bilmez ki, mirasın meş'ale'dir.
Ümmetin cehalet karanlığına.
Nasıl ki Rahmettir Nisan yağmurları
orak topraklara,
Senin kıyamın da diriliştir.
Fitne istilasının kuruttuğu vicdanlara.
Ey şehit!
Sen saldın sıranı.
Teslim ettin emaneti Rahman'a
Miras bıraktığın İslam sancağın bigane, biçare omuzlarda.
Heyhat!
Ahir zaman ümmetiyiz!
Yorgun bedenimiz boğuşurken tefrikalarla...
Gücümüz yetecek mi sancağını yükseltmeye?
En yüceye arz-ı semaya...
Umutluyum;
Hatıralar ve dahi bağrından fışkıran ilahi sadan
Diriliş olacak ölü ruhlara.
İşte o gün;
uğruna canlar feda yüce davan, dava olacak
Kardelen misali yeşeren çocuklara.