Ne de gizemlidir
Bu gece gök kubbe
Tesbih taneleri gibi dizilir dilime
Kevkebler habbe habbe…
Mahzun yüreğimin sırdaşıdır gece
Karanlık dünyamın kandilidir seccadem
Sevgiye susamış gönlüme ya Rab Muhebbetullahı ver!
Secdelere sarıyorum hüznümü
Rahmana çevirdim yönümü…
Aşk ile doldurdum özümü…
Şahit tuttum iki gözümü…
Gönlümün ilacı olan Miraca…
Çekildim sonra gönül Hirama…
Sardım ruhumu girdim ihrama…
Lebbeyk sedaları ulaştı Rahmana…
Vahyin kapıları aralandı gök kubbelerden…
Büyük emir geldi Cibril-i Ekber’den
İnzar et nefsini ve neslini…
Furkanla cilala paslanmış kalbini ve kalemini…
Durma koş!
Koşamıyorsan yürü!
Yürüyemiyorsan, emekleyerek git
Bil hedefinin yüceliğini…
Bil ki; yıkılmadan, takılmadan yürüyebilesin
Bil ki; aşk ile gönlünü, gönülleri bileyebilesin
Bil ki; bu güzel dert ile dertlenebilesin
Bil ki; kurak gönüllerde say-u gayretin,
Kavuştursun seni Zemzem’e…
Kavuştun mu zemzeme işte gönül için ‘dem bu deme…’
Say-u gayretin ibret olur tüm Ademe…
Destan olur kelama, kaleme ve 18 bin aleme…
Göçüp gitse de fani bedenin…
Baki kalır sevdalandığın kutsi hedefin
İbreti alem için yetmez mi Mehmedim…
Davam dedi en büyük hedefim
Yola devam, feda olsun nefesim ve neslim…
Ermektir Cemalullah’a hayalim ve hedefim…
Erdin vuslata güzel insan!
Mübarektir şehadetin…
Esma Akbalık | Nisanur Dergisi | Eylül 2019 | 94. Sayı
Yorum yap