AileÇocuk EğitimiMeliha TimurYazarlar

Çocuğa Edep Kazandırmak -1-

Edep; bir toplumda örf, âdet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi anlamında kullanılan bir terimdir. (1) Sözlükte kavlen ve fiilen insanlara lütuf ile muamele etme, terbiye, güzel ahlak, usluluk, hayâ, nezaket gibi anlamlar da taşıyan edep kavramı; istilahi olarak Resulullah Efendimiz (SAV)’in sünnetine uygun hareket etmeyi ve Onun gibi ahlaklanmayı kapsar.

Edep, utanılması gereken şeylerden insanı koruyan melekedir. Edep, kişiyi değerli ve şahsiyetli kılan en önemli özelliklerindendir. Edep, ahlaksızlığa, kötülüğe, fuhşiyata ve her türlü şerre karşı bir kalkandır. Edep, hayâya açılan bir kapıdır. Hayâ ise imandan bir şubedir. Nitekim hayâ sahipleri, Allah’ın sınırlarını çiğnemekten, günaha girmekten, insanlara haksızlık etmekten hayâ ederler. “Utanmadıktan sonra dilediğini yap.” (Buhari, Edep) hadisi-i şerifi, apaçıktır ki edep ve hayânın ne denli önemli, maddi-manevi tüm değerler içerisinde en değerli ve her şeyden önce gelen bir erdem olduğunu gözler önüne sermektedir.

Her anne-baba çocuklarını yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakındırmakla görevlidir. Fitne ve münkeratın kol gezdiği günümüzde bu görevi yerine getirmek bir yana yerine getirmeye çalışmak dahi oldukça güçleşmiş durumda. Haliyle ebeveynler çocuklarının akıbetleriyle ilgili sürekli bir kaygı ve endişe içerisindedirler. Evlatlarını sayısız kötülük barındıran toplumdan koruyabilmek, her türlü çirkinliğin alenileştiği, mahremiyetlerin çiğnendiği günümüz toplumunun ahlaki bozukluklarından soyutlayabilmek, İslami bir edeple edeplendirebilmek, özlerinden koparılmamaları için uğraşmak, her duyarlı, şuurlu ve mü’min ailenin başlıca görevi ve de arzusudur.

Çocuğa edep kazandırarak ve bu bağlamda hayâ duygusunun oluşumunu ve pekişmesini sağlayarak, onları bu tür kötülüklere karşı korumak mümkün olacaktır. Edep eğitimine ne kadar erken başlanılırsa o kadar sağlıklı ve kalıcı olur. Gelişim sürecini geçirmiş bir çocuğu edeplendirmek, gelişim sürecinde bulunan çocuğu edeplendirmekten daha güçtür. Nitekim hayâ duygusu fıtrattandır ve her doğan çocuk Peygamber Efendimiz (SAV)’in diliyle İslam fıtratı üzere doğar. Dolayısıyla hayâyla birlikte kazandırılmak istenen ahlaki değerlerin çocukta sağlam bir şekilde oturabilmesi için fıtrattan henüz uzak olmayan 0-6 yaş çağı tercih edilmeli, iyi değerlendirilmeli ve çocuk buna göre eğitilmelidir.

Edep eğitiminde anne ve babanın birbirlerine destek olmaları ve tutarlı yol almaları önemlidir. Çocuğa edep öğretmede babanın anneye oranla daha baskın ve etkin rolü vardır. Dolayısıyla baba bu sorumluluğundan kaçamaz. Anne de bu konuda gevşek davranamaz. Bu konuda her iki tarafın hassasiyet göstermesi şarttır.

Baba, annenin otoriter destekçisidir. Bir nevi kontrol mekanizma görevini üstlenendir. Çünkü çocuğun bakımını ve eğitimini üstlenen beraberinde ev işlerini de yürüten anne yorgunluk, stres, yoğun meşguliyet gibi nedenlerden dolayı bu konuda gevşek davranmaya meyil edebilir. Bu durumda baba devreye girer ve gereken uyarıları yapar. Edep eğitimi ve bu bağlamda çocuğa aşılanmaya çalışılan ahlaki değerler dengeli, çocuğun gelişim dönemine uygun, disiplinli ve hiçbir surette taviz vermeden gerçekleştirilmeli, bu konuda çocuğa örnek olunmalıdır.

Güçlü bir çocuk-ebeveyn ilişkisi oldukça önemlidir. Şayet aralarında sevgi ve güven ortamı oluşturulabilmişse çocuğu eğitmek, iyiliğe teşvik etmek, kötülüklere karşı uyarmak, ona arzu edilen değerleri benimsetmek daha kolay olacaktır. Çocuğun yaşı belirleyici bir faktördür. Dolayısıyla her yaşın özelliği hakkında bilgi edinmek, çocuğu iyi tanımak, eğitimi ona göre şekillendirmek, sağlam ve etkin yöntemler bulmak her ebeveynin görevidir.

Edep ve ahlak eğitimi mahremiyet eğitimini de içinde barındırır. Anne-babaların çocuklarını yetiştirirken mutlaka mahremiyet eğitimi vermesi zorunludur. Dinimiz İslam’ın da bu hususta tedbirler aldığını görmekteyiz. Örneğin; çocukların anne-babalarının odalarına izin almadan girmemeleri, kız ve erkek kardeşlerin belirli bir yaştan sonra (bazı rivayetlere göre 7 bazılarına göre 10 yaşına gelindiğinde) aynı yatakta yatırılmaması gibi meselelerde alınması gereken tedbirler gibi.

Tuvalet eğitimi verildiği dönemde çocuk “ayıp” kavramıyla tanıştırılmalı, mahrem bölgeleri tanıtılmalı, mahrem yerlerini kimseye göstermemeleri ve dokundurmamaları gerektiği öğretilmelidir. Özellikle annelerin hayâ eğitimi konusunda çok özenli davranmaları gerekmektedir. Bu bağlamda çocuk tuvalete götürülürken, daha önceki dönemde de çocuğun bezi değiştirilirken, anne; çocuğun mahrem yerlerine bakmaktan hayâ etmeli, çocuğun üstünü değiştirirken mutlaka kimsenin görmeyeceği bir odaya götürmesi gerekmektedir. Bilhassa sevgimizi gösterirken çocukların hayâsını zedeleyecek tarzda dokunma ve öpmelerden kaçınmalı, bu hususlarda hassasiyet göstermeyen akraba ve komşuları da uyarmalıyız. 

Edep eğitimi hiçbir surette tavizi kabul etmez. Bu bağlamdaki kurallar çocuğa iyice öğretilmeli, izah edilmeli ve kurallara uyma noktasında bizzat örnek olunmalıdır. Edep kuralları evde bulunan tüm fertler tarafından istisnasız uygulanmalı, kurallara aykırı davranış söz konusu olduğunda kişi uyarılmalı ve gerektiğinde cezalandırılmalıdır.

Anne-babalar çocuklarının onları devamlı izlediğini, neyin kabul edilebilir neyin ayıp olduğunu onlardan öğrendiklerinin bilincinde olmalıdır. Dolayısıyla çocukta edep ve hayâ duygusunun pekişmesini sağlamanın en etkili yolu, anne-babaların çocuklarına bizzat güzel örnek olmalarıdır. Ağza alınmayacak sözler sarf eden baba ya da komşusuyla mahrem konularını rahatlıkla konuşabilen anne çocuğuna bu konuda nasıl örnek olabilir? Çıplak bedenlerin teşhir edildiği gazete ve dergi eve giriyor, bundan dolayı kimsede bir rahatsızlık meydana gelmiyorsa çocuk müstehcenlikten nasıl korunabilir? Televizyonda ayıp bir görüntüye tepki verilmiyor, açık-saçık sahneler büyük bir heyecanla izleniyorsa bunu gören çocuk hayâ duygusunu nasıl muhafaza edebilir?

Artık anne-babalara düşen İslami bir edeple edeplenmek, kendi nefislerini korumak ve haramlardan sakınmaktır. Sonra da üzerinde terbiye hakkı bulunanlara bu hususlarda örnek olmak, onları haram bataklığına düşmekten korumak ve kayıp, sapmalarını önlemektir.

 ([1]) Bak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Meliha Timur  | Nisanur Dergisi | Mayıs 2019 | 90. Sayı

Yorum yap