Halime ÇayManşetYazarlar

Aramadan Bulunmaz

Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allah’a…

Kaybolmak; gezinti için çıktığın bir sokakta, kendini dinlemek için gittiğin bir ormanda yahut kendini bulmaya çalışırken içinin derinliklerinde… Fakat şunu da belirtmek elzem: Bulanlar hep arayanlardır. Yani bulmak için yorulmak, yoğrulmak ve kim bilir belki de kaybolmak gerek.

Hem dağ bile dağa kavuşuyor ise, insan neden aradığını bulamasın? Yeter ki bulmak istesin kişi, aranan mutlaka saklandığı yerden çıkıp teslim olur tüm gerçekliği ile. Hem çoğu zaman gözümüzün önünde olmasına rağmen bulamadıklarımız, aramış olduklarımız değil midir? Doğru ya, insan bazen gözünün önünde olan şeyi göremiyor. Çünkü öze meyletmiyor, özü aramıyor, dikkatli olmuyor.

Kim bilir belki de dünyevi telaşlarımız bir bitse bulacağız aradıklarımızı. Kendimiz başta olmak üzere, kimin omzuna elimizi uzatsak hep yaralı; ya geçmişten ya gelecekten yahut da hâlihazırda bulunduğu zamanda. Ne gariptir ki; hepimizin ortak arayışı huzur, sevinç ve mutmain olan bir kalp.

Bence birçoğumuzun imtihanı, görememek! İlk olarak da yaşamış olduğumuz olaylardaki hikmeti… Hem biz değil miyiz, kendi derdi ile meşgul olurken, muhatabı hakkıyla dinlemekten dahi aciz olan? Evet, aciziz, noksanız, beşer olmanın gerekliliği bunlar; fakat çoğu zaman sadrımıza şifa olan, gözümüzün önünde tüm şeffaflığı ile duran esenliği fark edememek de imtihana dâhil sanırım.

Bir elek gibidir imtihan. Nasıl ki unu elerken içerisindeki toz elekten geçmiyor, daha sonra çöpe atılıyorsa; imtihanlarda öyle insanın sabrını, samimiyetini, musibete rıza gösterişini eliyor. Yani eğer elekten geçemedi isek aradıklarımızı da bulamadık demektir. Ebu Hureyre (RA)’den rivayetle Efendimiz (SAV) buyuruyor:

“Cennette yay kadar bir yer, güneşin üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır.”

Ah cennet! Ne güzel mesken, ne hoş karar yeri… Kendisinin müminleri hasretle beklediği, ne boş ne de kötü bir lafın duyulacağı ebedi saadet yurdu.

Eminim hem arayış hem de aradığınızı bulamama hikâyeniz olmuştur. Kimimizin aradığı maddi bir şey iken; bir başkasının aradığı manevi olabiliyor. Sahi bir düşünelim; ne arıyoruz? Zorlu imtihana sabır, dünyanın kalbimize değişine uyanış ve en zoru bir türlü bulamadığımız huzuru arıyoruz.

Unutmayalım ki; arayış kadar aradığımız mekân da önemli. Eğer adresimiz yanlış ise bulmak da hayli zaman alacak. İçimiz güzel olsa aradıklarımız bulunacak sanki. Sizler neyi aradınız bilmem; ama ‘huzur‘u bulsak ipin düğümü güzel çözülecek gibi. Evet, huzur… Her gönle kolay kolay misafir olmayan ve meskeni, yalnızca Allah (CC)’tan gelene razı olan kalpler olan. Kimi zaman uzun uzadıya uzatılan secdelerde, bazen ise ufacık bir yavrunun tebessümünde aradığımız, aslında her yerde fakat her kalpte olmama farkı ile.

Bakmak; ama güzel olanından… İşte tüm mesele burada. Güzel bakan hakikaten güzel görecek! Bunu, imanın gölgesinde yaşayan insanlarız. Herkesin imtihanı kendine ağır, amenna. Ama bir bilsek, kim bilir belki de bu imtihan bizim kurtuluşumuza vesile. Bir arasak belki de daha ne güzellikler bulacağız. Ah bir arasak…

Teşbihte hata olmaz ise bu durumu şöyle değerlendirmek isterim: Farz edelim ki; gitmemiz gereken bir yer var ve biz ulaşım aracı olarak belediye otobüsünü tercih etmişiz. Malumunuz belediye otobüsleri durak eksenli çalışır. Biz de bunu bilmemize hatta durağı görmemize rağmen, durak dışı başka bir mekânda otobüsün gelişini bekliyoruz. Otobüs durakta durup binecek ve inecek yolcuları aldıktan sonra önümüzden bizi almadan geçerek yoluna devam ediyor. Bu duruma ne kadar kızabiliriz ki! Kızmaya hakkımız olmaz zira hata bizde. Beklediğimiz yer yanlış bir kere ve bundan sonraki yolculuklarda daha hassas davranıp durağında bekleriz otobüsü.

Halimizin az çok izahı bu misal sanki. Çoğu zaman hem yanlış yerde arıyor, bir de bulamayışımıza kızıp, küsüp, bırakıyoruz. Tekrar belirtelim ki; esas olan doğru yerde aramak. Bu durum bana biraz Tarık Tufan’ın “Eğer Kur’an okumuyorsan tüm bunlar elbette boğacaktır seni. Daha nefes alıp vermeyi dâhi bilmiyorsun” deyişini hatırlattı. Kabul edelim ki; bazen gözümüzün önünde olanı saatlerce arayacak haldeyiz.

Hâsılı işe, ne aradığımızı bilmek ile başlamalı, sonrasında doğru yerde arama gayreti göstermeliyiz. Eğer bir şeyler eksik yahut yok ise ve biz bunun arayışı içerisinde isek; ilk olarak hükme rıza gösteren kalpler bulmak ile başlayalım. Onu bulsak; huzur da, sabır da ve beraberinde birçok güzellik de gelecektir Allah’ın izniyle. Şimdi yürüyüşü içimize yapma vakti. Kim bilir belki de bu sefer aradığımızı buluruz.

Ömrünüzün kalan kısmının hayır, huzur ve bereket dolu geçmesi duası ile…

Halime Çay  | Nisanur Dergisi | Eylül 2019 | 94. Sayı

Yorum yap