Meryem DemirŞiirYazarlar

Zaman tamir eder mi?

Zaman tamir eder mi Öykü?
Kırık dizeleri,
Küflü kabuklarına sığınılan güvenli limanları,
Büyük sessizlikleri,
Sırttaki kamburları,
Yarım kalan dönüşleri,
Yalnızlığın yıkık kalelerini,
Tamir eder mi?
Anlatılamayan uzun hikâyeleri,
Mavi defterimin satırlara sığmayan haykırışlarını,
Vaktinde yetişemediğim trenleri,
Uğrayamadığımız kentleri,
Her bir köşesine tarih attığım kitapları,
Yere düşen şiirleri,
Radyolarda çalan tozlu nağmeleri,
Kitaplara sıkışmış kuru gülleri…
Tamir eder mi?
Öykü,
Unutamıyorum;
Demir ranzamı,
Tahta tespihi,
Gözyaşlarımı silen secdelerimi,
Denizlerin araya girdiği mesafeleri,
Kayısı kokulu çayların muhabbetini,
Mahrumluğu,
İlah-i rıza için mücadeleyi,
Gece yarısının aydınlığını,
Zamana, mekâna ruh veren tüm hatıraları,
Unutamıyorum…
Peki, unutulanda kaybolunur mu?
Ya da…
Adanmışlıkta aldanmak…
Eskitemediklerimizde silinmek…
Belki…
Savaşla geçinmek…
Bir şehrin gündüzüne dokunup gecesinde erimeye,
Bilmem kaç sabah göz kırpar tahta tespihe?
Hızlı adımlarla yürürken kararsız haybeye,
Kara toprak tecelli eder yüzdeki tebessüme…
Tutunamadık ki Öykü…
Sessizliğe…
Tebessüme…
İyi düşlere…
Gökyüzünün eteklerine…
Gitme arzusu,
Kalmanın sahipsizliği,
Tahammüle güç veren bir kader…
Söyle daha ne kadar idare eder…
Mavi gök sarıp sarmalıyor arada,
Şafak kuşlara imrenip ara ara konuyu açsa da,
Takılıp gidiyor ömrüm bulutların durağına…
Ben Maviyim Öykü!
Bütün renkleri bağlamışım gönlüme…
Rızkıma düşen ayetler ile boyarım sabahları…
Ümitsiz değilim…
Bir avuç çaba, bir tutam sabır ektim geceye…
Yağmurlar bizimdir…
Bakma girift bilmeceye…
İnsan da nurunu tamamlamalı Öykü…
Yeryüzü vazosuna çiçekler almalı…
Mesela başaklarla hasbıhale dalmalı…
Belki sonsuz hülyaları gerçekle kanatmalı…
İnsan az yanmalı;
Bulamadıklarına,
Karanlığa,
Suratı asık yarınlara,
İzdihama,
Ve dahi,
Sisli fotoğraflara…
Şehrim İstanbul…
Gönül dağı yağmur yağmur…
Gel
Yine toprağı göğe savur…
Biz kurulu düzenlerin dağınık çocukları,
Daha sağlam basacak toprağa yarının adımları,
Azık etmeyeceğiz kalbe gürleyen göğü, dağı…
Dik dur daha hasad edeceğiz ekilen umutları…
Sevgiyle…

Meryem Demir | Nisanur Dergisi | 82. Sayı | Eylül – 2018

Yorum yap