ŞiirŞükran Eslem DağYazarlar

Yusuf’un hürriyeti

Kaldırdı ellerini Yusuf
Gökyüzüne;
Avuçlarından sessizce hürriyet uçtu
Güneşe değdi ısıttı
Rüzgâra değdi estirdi
Buluta değdi yağdırdı
Kuşlara değdi uçurdu
Gecenin karanlığındaki aya değdi parıldadı…
Hürriyet mevcudata hüküm giydirendir!
Ancak uyuyan vicdanlara değdi uyandıramadı
Sustu Yusuf…
En nankörü nass mıydı?
Hep yaptığı gibi düşündü!
Döndü gönlünün hazan kokan mekânına,
Kaldı yine bir başına elem içinde
Karanlık kuyuların dip köşelerini aydınlattı,
Soyut hislerinin manevi ışığıyla
Soğuk taşların yumuşacık bağrında uyudu
Unutuldu Yusuf;
Ülkesinin yaban zindanlarında
Adaletsizliğin soğuk nefesiyle
Kalem ve kelamına vurulmuş prangayla
Bakışlarına örülmüş demir parmaklıklar ardında
İnsafsız bir ıssızlıkta…
Tek yaradan ile buluştu kulluğunun miracında
İstemez miydi Yusuf?
Toprağa dokunup hissetmeyi
Ekip sulayıp yeşertmeyi
Meyvesinden koparıp yemeyi
Ve elleriyle sevdiklerine dokunmayı?
İstemez miydi Yusuf?
Hakikati özgürce dört yana haykırmak
Adaleti benliğinin derinliklerinde hissetmek
Kimliğiyle ötekileşmeden kabullenilmek
Ama olmazdı!
Çünkü öyle olsaydı zamanı devirip
Çağların ötesinde namı duyulmazdı…
Öyle ya Hakk taraftarlarının nasibi buydu
Zamanın da kıymeti bilinmez idi
Ömür payesi bitince;
Gönüllere ilham olur,
Dillerden düşürülmez,
Adına destanlar dizilir,
Sözüne figürler çizilir…
Varlıkta hakkaniyet ölçümlü başarı
Haset yaratır, düşman çoğaltır
Yokluk devamlılığı bitirdiği için
Hasetlik ortadan kalkar, düşmanlık biter
Objektif gözlem oluşur anısına,
Nitekim ölülere hırslanıp kinlenilmez!
Ve buna en yakın zemin mahkûmiyet sanıldı
Yanılgının dibini göreceklerdi
Oysa esaret;
Hiçbir özgür ruha ve fikre pranga vuramaz
Rabbine yakaran hiçbir tondaki iç ses duyulamaz
Ki kısılabilsin, susturulabilsin…
En yüksek seda;
Gayri adil hürriyeti alınmış mazlumun sesidir!
En kuvvetli ve erdemli duruş;
Yusuf’un duruşudur…
Ve Yusuf’un ‘hür’ kıssası,
Dünya var oldukça nihayete ermez!
Fikri küflenmiş, yüreği kararmışların aksine,
Yusuf tertemiz dimağ ve yüreği gibi hürdür,
Zindan ehli olsa da…

Şükran Eslem Dağ | Nisanur Dergisi | 79. Sayı | Haziran 2018

Comments (1)

  1. Rabbim razı olsun sizlerden böyle yazılar okumayı neden çok seviyorum, çağın yusufu olmayı çağın firavunlarını yenmeyi ne çok isterdim, ama hiç değişmemişsin mısır, zindanların da hâlâ Yusuf’lar var…

Yorum yap