Gece
Yalın ayak, üşümüş bir haber sırtlamış
Koşuyor
Soluk soluğa
Vakit şafağa yakın
Sokak lambaları görev teslim ediyor güneşe
Zaman kaygan
Sönmeye başlıyor tek tek
Sondaki titredi
Direndi
Kapanacak gibiydi
Ama değildi de
Kararsız bir kaç adım daha attı
Bir şeyler anlatıyor gibiydi
Sesi kısıldı
Işığı zayıfladı
Ve
Söndü…
Ölümün paslı zincir kokusu
Deşiyor sabahı
Sonsuzluk mührü,
Adanmış bir ömrün yakasına vuruldu şimdi
Sonra bir sessizlik
Gece yarısını uyuturcasına
Öyle koyu
Öyle tuhaf…
Sonsuzluğun gözlerinden sızan
Eli mendilli bir özlem;
Sırlar kokan
Dağlarla konuşan
Şahitleri toplayan…
İşte çıkmaz sokak
Kuytu
Hazin
Gece damlıyor kirpiklerinden
Diz çöken toprağın
Kum fırtınası
Muştuluyor sonsuzluğu…
Şehrin ortasında
Hatıraların cılız sesleri
Kısık gözlerle
Seyrediyor ahengi
Zemheriden soğuk bugün
Geçmiş temenniler
Mahcup bir edayla mühürleniyor
Elvedanın acı tadı
Zindan gardiyanı
Vakti sınıyor
Duvarları konuşturuyor…
Kalmanın ağırlığı
Hep inatçı
Dışarıda can çekişmekte bir mevsim
Güneş fakir
Telaşlı insan sesleri
Kirpiklerden düşen son damla
Duasıdır
Çizilmiş yolların…
Bir suret
Bir his
Bir sır
Sararmış yorgun yapraklar arasında
Kararlı bir kaç adım
Biraz yorgun
Biraz bulanık
İnşirah kadar umutlu
İhlâs kadar güçlü
Gece kadar koyu
Duvar diplerine oturmuş hisler ayaklanır
Dualar bel sıvazlar
Haykıra haykıra susuyor
Bugün teselliler
Ölümün sesi gri
Kırgın bir ikindi hali…
Sonsuzluk,
Ruhuna sadakat diye asıldı
Sözü güzel kılan yaşanmışlığıdır ya hani
Kelimeler hiç bu kadar ruh giymemişti
Doğunun güneşi
Batıyı beslemişti
Güneş donanması kurdu
Ruhun aşk ayini
Aydınlık kalbin mirası;
Akabe biatı…
Acının kül rengi
El sallıyor bugün
Hoşçakal ülkesine
Şimdi yürüdüğün yollar
Dağlarla bakışır
Kavaklarla ağlaşır
Takdir-i ezele teslimiz
Gönül kovanından sızan
Saf bir hüzün
Dirilişi, azmi, sebatı muştulayan genç hikâyen,
‘Hak ile kalk’ diye haykırıyor.
Ölüm hiç bu kadar diriltmemişti…
Toprağın kollarında bir mısralık şiir,
Son dizesi saba yeli
Hoşçakal güzel insan
Gözleri ağıt yakıyor bugün sevenlerinin
Dilleri gece
Ölüm;
Girift bilmece
Nakşoluyor gönüllere hece hece…
*Büyük çözümlemelerle, büyük ruh tahlilleri ile çağı kurtarmanın eylemini, hem yaşamıyla hem de ölümüyle gerçekleştirerek ruhları ve zihinleri aydınlatan Mehmet Yavuz ağabeyin anısına ithaf ediyorum.
Meryem Demir | Nisanur Dergisi | Eylül 2019 | 94. Sayı
Yorum yap