[ap_dropcaps style=”ap-normal”]D[/ap_dropcaps]ini dışlayan seküler algının diğer ifade biçimlerinden biri “Modernizm” bir yaşam biçimi olarak yaygınlık kazandı. Modernizm karşısında kimi Müslümanların İslam ve modernizm arasında bir yol tutmak istercesine sentezleyerek bir tarz oluşturma peşinde. Modernitenin iğdiş ettiği düşünce yapısı, mekruhlarda bir beis görmediği gibi haramları dahi gözlerde hafif görür oldu.Takva elbisesi hasar görünce var olan değerler ,hassasiyetler kayboluyor ne acı ki!.
Yaşanan bu savrulma her geçen gün değerlerimizin modernizme kurban gitmesine sebep oluyor. Yakında KURBAN bayramı yaşandı.Allah (cc) kabul buyursun lakin Allah ancak takva sahiplerinden kabul edeceğini beyan etmişti “Ey Muhammed, onlara Adem’in iki oğlunun gerçeğe dayalı hikayesini anlat. Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinin kurbanı kabul edilmiş öbürününki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kardeşine «yemin ederim ki seni öldüreceğim» deyince öbür kardeş şöyle dedi; «Allah sadece takva sahiplerinin ibadetlerini kabul eder.” (maide:27)Tesettür iffetin kalesiydi Hür/özgür/iffetli tanınmanın nişanesiydi. Tesettür ölçüleri modaya kurban,babalar sığır kurban ettiler kurban bayramında.Kadın erkek ilişkilerinde Kur’an’ın ve sünnetin koyduğu sınırlar vardı ve kadın erkek herkese haddini bildiriyordu. Kadın erkek ilişkileri seküler algılara kurban ,biz koçu kurban eyledik kurban bayramında. Aile gemisi özellikle de son çıkan aile konusundaki kanunlarla ciddi şekilde su alıyor. Kadının önünün ala bildiğine açıldığı bu kurallarla evin reisine darbe yapılmış ve ev idaresi elinden alınmıştır.Ailemiz modern yaşamın kurbanı lakin koçlar kurban edildi kurban bayramında.
Seküler/modernistalgıların en çok vurduğu alanlardan birisidir aile hayatı. Bugün itibari ile boşanmalarda artışın gözlendiği bir zamanda ,boşanma sebeplerinin kahır ekseriyeti dünyevi isteklerin yerine getirilememesi veya nefsintatminsizliğidir. Seküler/modernist algı İslami aile yapısıyla ve hatta geleneksel aile yapısıyla adeta bir savaş içerisindedir. Söylemlerini “kadın özgürlüğü” “kadın hakları” “kadına eşitlik” gibi caf caflı sözler üzerine geliştirdiklerinden çoğu zaman farkına varılması zorlaşmaktadır,zira kulağa hoş gelmektedir.Maddi imkanların çokluğu da dizginlenemeyen istekleri ardı sıra getirdi. İslam’ın ön gördüğü aile de eğitim disiplini ,ailede ana babanın çocuklar üzerindeki etkinliği zayıf düştü.Çocukların eğitim algısı batı kültürüne teslim edildi.
Maddi,dünyaya dair ihtiyaç listesinin kabarık olması çocuk sayısının az da kalması kadın erkek çalışıp para kazanması demek anlamına geldi… Özde İslam’ın kendisi değil fakat çağdaş İslami algılama, modernliğin yıkıcı tahribatından büyük ölçüde etkilendi.İslam dünyası; hızla, seküler kuşatmayı içselleştiriyor.Ümmet bu kültürün etkisi altında kan kaybetmektedir.Geldiğimiz süreçte iki şey ailemize de kadına da zarar vermiştir.
1. Geleneksel algı
Modern/seküler hayatı savunanların geleneksel aile yapısının kadını ezdiğini ileri sürmektedirler… Buna karşı çıkarken yerini yerleştirdikleri batı kültürüdür.
2. Modernist/ seküler algı
Geleneğe tepki olarak çıktı ama bu defa aile denen mefhum kalmadı.Müslümanlar olarak ailemizde bir,olması gereken var ve bir de şu an ki realitemiz. Modernist toplumsal yapı konforuna düşkün,bencil,bireyselciliği ön görür,nedenle var olan değerlerin yükleyeceği sorumluluğu reddeder.
İslam’ın ön gördüğü aile yapısında;
Aile sadece duyguların tatmini ya da maddi ihtiyaçların sağlanması için kurulmaz ki; seküler algı zaten bu konuda ekonomik eşitlik diyerek ailelerin temeline dinamit yerleştirdi.. Aile;erkek,kadın,ana,baba ve çocukların ruhen ve bedenen yardımlaştıkları bir birlikteliktir.Kadınlık ,erkeklik rol paylaşımında kargaşa ve kavga yoktur. Zira kadın ve erkek bir birlerinin zevcidirler. zevc bir bütünün yarısı demektir.İslam’i ailede ilk söz de son söz de Allah ve Rasülüne aittir.İslamın ön gördüğü ailenin temelinde;
1. Tevhid vardır… Tevhid kısaca “Hayatımın tüm yönlerinde Allah hüküm koyandır. Allah’tan başka hayatıma yön veren,tarz belirleyen yoktur.Ve yine hükümlerin icrasını,nasıllığını gönderdiği peygamberden öğrenir,O’nun (sav) öğretisi doğrultusunda hareket ederim… Bu,benim kabulümdür demektir”… Bu hakikat hayatı yalnızca Allah’a has kılmayı gerektirir.. .”De ki: -Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (Enam 162)
Yalnızca Allah’a kulluk etme ilkesi üzerine kurulan bir evde hakim Allah’tır,model Peygamber (sav). “Cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.”(zariyat:56)..Eşlerin,çocukların vel hasıl aile bireylerinin bu prensip üzerinde dik durmaları isteniyor…
“De ki: -Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, bağışlayandır, merhamet edendir”.(Ali imran 31)
2: Takva olmalıdır…Dayatılan Modern/sekülerin algıların tükettiği değerlerden aileyi koruyacak en önemli hususlardan biri takvadır. Temelleri takva üzerine bina edilmiş,idamesini takva üzere sağlamış ve kimliklerini,yaşantılarını takva üzere şekillendirmiş,fertleri takva vasfına sahip mümin ailedir..
Takva Allah’tan hakkıyla korkmak,sakınmak demektir.Kulluk bilincine sahip ailelerde ev huzurun,hudunun,saadetin adresidir.En önemli korunak ailedir. Fuhşun,çirkefin tortularından takva zırhıyla korunan aileler ancak korunabilirler…Aile tevhidin kalesidir.İlk kale odur ve tüm asimilasyon çabalarına rağmen ayakta kalması elzem olan son kale ailedir..Bu sağlam kalede şeytan ve uşaklarının yaşam hakkı yoktur. Bu aile küfrün, şirkin, tuğyanın, fesadın ve her türlü günahın yaygın olduğu bir ortamda aile bireylerini,Kur’an’ın selamet kapılarına çıkaran bir kurumdur ve öyle olmalıdır.Böyle bir evde ailenin hocası evin erkeği, çocukların hocası da evin hanımı rolünde olup .”hepiniz çobansınız,eliniz altındakiler inden sorumlusunuz” hadisi şerif gereği kendilerine yüklenen vazife için çabalarlar… Tahirm suresi altıncı ayet bu vazifeyi emreder ve önemini şöyle hatırlatır. “Ey imân edenler! Kendinizi ve ailenizi Cehennem ateşinden koruyun ki onun yakıtı insan ve taştır; üzerinde kaba yapılı, sert tabiatlı olan görevli melekler bulunur ki onlar, Allah’ın kendilerine emrettiği hususlarda O’na karşı gelmezler; emrolunduklan şeyleri (kusursuz) yerine getirirler.”(TAHRİM/6)
İlgili âyet inince Hz. Ömer (R.A.) Resûlüllaha (A.S.) şöyle sordu:
— Kendimizi korumaya çalışıyoruz, ya aile halkını nasıl koruyalım? Cenâb-ı Peygamber (A.S.) şöyle buyurdu:
— Allah’ın sizi men’ettiği şeylerden onları men’edin; Allah’ın size em¬rettiği şeyleri onlara emredin.»
«Hepiniz birer idareci çobansınız ve hepiniz idare ettiğiniz şeyden so-rumlusunuz! Hükümdar idareci bir çobandır ve idare ettiği halktan sorumludur. Adam ev halkını idare eden bir çobandır ve idare ettiği o kimselerden sorumludur. Kadın, kocasının evinde idareci bir çobandır ve idare ettiği şeyden sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malını koruyan bir çobandır ve idaresi ile memur olduğu şeyden sorumludur.
Evet, hepiniz birer idareci çobansınız ve hepiniz idare ettiğiniz şeyden sorumlusunuz
(Buharî)…
Bugün sokaklardan,okul önlerinden,gençlerimizden ve gençlerimizin hayat algılarından rahatsızız. Bunun ıslah yolu aileden geçer.
3. Temelinde terbiye olmalıdır…
İslam nefis terbiyesini önemser ve daha ilk gelen ayetlerde hayatı “Yaratan rabbin emriyle okumayı” emreder. Daha sonra rics olan ne varsa terki için tertil üzere ve gecenin bir zamanında Kur’an okumaya işaret eder. Sonra “Kalk uyar” ayetiyle en yakınından başlayarak temizlik ameliyesi için cihad edilmesi istenir.
Bu temizlikte ;
Şirkten tevhide
riyadan ihlasa
kötü ahlaktan övülen ahlaka hicret vardır…Aile ilk önce şirk ve şirk unsuru içeren her türlü fiile karşı dikkat kesmelidir.Ve ardından kimlik sahibi,kişilikli kaliteli insan yetişmesi için ilk ocak,ilk okul olma görevini ifa etmelidir.
Sabiha Ateş Alpat | zeynepder.org
Yorum yap