Sizden Gelenler

Şahadet damlıyor bu gece

Şahadet damlıyordu tane tane hayatıma

Düştüğü yeri yakıyor

Tüm benliğime nakşoluyordu adeta

Bugün benim gönlüm ağlıyor

Ve çatlıyordu sanki

Yüreğim çatlıyordu Vera, yüreğim

Bir şehid düşüyordu hayatıma,

Bir şehid düşüyordu gözlerimin önünde

Kollarım ne de kısa

Yetişemiyorum Vera

Koşup da gidemiyorum çatıya çıkmış şehidimin yanına

Tutup da şehidimi yerden kaldıramıyorum

Çatıda mı gözlüyordun yoksa şahadeti ey Şehid!

O düşüyor, ben kalkıyordum

O artık uyuyor, ben uyanıyordum

Onun gidişiyle, geliyordum ben Vera

Bir Allah’ın kulu ki Ubeydullah!

Öldürüyordu ayaklarına kapanmış dünyayı,

Ve uçuyordu Rabbine…

O uçuyor, benim kanatlarım kırılıyordu sanki Vera!

Yüreğim çaresizce toprağı tutuyor, haykırıyordu

Beni de ört, ört beni toprak!

Kime kaçayım, ört beni toprak!

Bir şahitliğin yıkıntısı içinde hıçkırıklarım, uyandırıyor beni

Kalk bu uyanıklık yetmez, diyordu sanki kalk!

Gök yine ağlıyor, yine çatlıyor

Edalı edalı geliyordu bir şehit

Hayran kalıyor,

Gözlerim tutuluyordu Vera!

Bir öğlen vaktinde, düğüne davet geliyordu bana

Bir gonca gül düşüyordu ellerime,

Ellerim kan revan

Dayanamıyordu bedenim,

Ve toprağa doğru düşen yaşlarımla düşüyordu öylece

Bir babanın davasına kurban gidiyordu bacım

Gelinliğini giymiş,

Tüm yiğit erlerin arasından geçip gidiyor,

Yükseliyordu bacım

Ey yüreğime şehadet aşkını bırakan Esma!

Sana ‘elveda’ demedik

İnşallah, bilakis buluşmak üzere

Yüreğime kor

Bu topraklara da bir yiğit daha düşüyor

Peşin sıra uçuyordu güvercinler

Peşin sıra kanat çırpıyor

Ablan kurban davana yiğidim

Duana bir değil binler “âmin” diyeyim,

Tüm okuyucularında âmin demesini beklerim

Gönlüm tutuldu, yüreğim yandı Yasin’im!

Her ölünün arkasından okunanı diyemedim sana

Diyemedim “Ya-Sin”…

Şehadet Vera | Diyarbakır | Nisanur Dergisi | 82. Sayı | Eylül 2018

Yorum yap