Esma Akbalıkİlim İrfanManşetYazarlar

Rahmet İklimi Üç Bahar

Umuda cemre düştü yine… Günah ve masiyetle donmuş yüreklerimiz, hasretle baharı beklerken, cemre düştü havaya, suya ve toprağa… Önce atmosferimizin değişmesi gerekti; kana kana cemre düşen suyu içmek, sonra toprağa tohum ekmek için.

Rabbimiz, yaratılış gayemizi bilmek, her anı kıymetlendirip geçmişi temizleyip, geleceği kontrol altında tutmak ve yeniden dirilmek için “eyyamullah” yani özel gün ve geceleri, bizler için ikram ve ihsan etmiştir. Öyleyse gelin hep beraber yürek ellerimizi Rabbi Rahman’a açarak, Nebi’nin diliyle şu niyazda bulunalım:

“Ey Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Taberani, Dua)

Bu rahmet mevsiminin ilk cuması “regaib” yani rağbet gecesidir. Dolayısıyla insanoğlu neye ve kime rağbet ettiğine dikkat etmeli. Zira her kişi rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür. Rabbimiz bizim neye ve kime rağbet etmemiz gerektiğini Furkan ile cevaplıyor:

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’nün çağrısına icabet edin.” (Enfal-24)

Gelin kardeşler, Rabbimizin emir ve işaretleri ile başlayan şu rahmet mevsimine, günahlarla kararan ruhlarımızı, merhametten yoksun, paslanmış vicdanlarımızı, Kur’an’ın nuru ile cilalamak için bu çağrıya icabet ederek, bize sunulan şu rahmet baharında doya doya manevi atmosferi ciğerlerimize soluyalım ki; hasta ruhlarımız şifaya kavuşsun.

Şu hâlde yüreğimizdeki dondurulmuş tohumların yeniden canlanıp yeşermesi, dünya ve ukbada meyve vermesi için bu mana dolu iklimi en güzel şekilde değerlendirmemiz gerekir. Zira bu mübarek gün ve geceler fırsat ve kampanya aylarıdır.

Üstad Bediüzzaman’ın diliyle: “Her iyiliğin sevabı sair zamanlarda 10 ise, Receb-i Şerif’te 100 geçer. Şaban-ı Muazzam’da 300’den ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte 1000’e çıkar. Kadir gecesinde 30 bine çıkar. Bu pek çok uhrevi faydaları kazandıran uhrevi ticaretin bir kutsi pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir sergi hükmünde olup, üç ayda 80 senelik bir ömrü ehli imana temin eder.” (Şualar)

Bu fırsat ve kampanya sergisine, en güzel şekilde icabet etmeli, iyilik ve ibadetlerde adeta bir seferberlik başlatmalı, bir an önce bize emanet verilen ömür tarlamıza salih amel tohumlarını atmalıyız.

Zira Recep ekim, Şaban sulama, Ramazan hasat ayıdır. Recep hürmet, Şaban hizmet, Ramazan nimet ayıdır. Dolayısıyla hürmet olmadan, hizmet olmaz, hizmet olmadan nimet ve ikram beklemek doğru olmaz. Efendimiz (SAV) şöyle buyuruyor: “Recep ayına hürmet edip, saygı gösterene Allah-u Teâlâ dünyada ve ahirette ikram eder.”

İbn-i Abbas, Efendimizin (SAV) Recep ayında bazen “Artık orucu bırakmaz” deninceye kadar oruç tuttuğunu, bazen de “Artık oruç tutmaz” deninceye kadar orucu terk ettiğini haber vermiştir. (Müslim)

Zayıflayan maneviyatlarımızı oruç ile şarj etme zamanıdır. Hem öyle bir oruç ki; bedenimiz ile beraber ruhumuz da kıyama dursun nefis ve şeytana karşı. Günlük hayatın koşuşturması ve yoğun temposu içinde gafletle kapanan gözlerimizi ve gönüllerimizi basiretle açma, katılaşmaya yüz tutmuş kalplerimizi Kur’an ile yumuşatma zamanıdır. Masiyetle azgınlaşan nefislerimizi tezkiye ve temizleme zamanıdır üç aylar.

Fani sevdalara, kavgalara ve davalara bağlanan gönüllerimizi, bâki sevdalar ve davalar ile demleyelim bu güzel demde…

Demlenmeyen çayın tadı nasıl nahoş ise, muhabbetullah ile demlenmeyen gönüller de öyle nahoş ve boştur. Gelin içimizdeki boşlukları hak ve muhabbet ile doldurup, donatalım. Aksi taktirde “Hak ile meşgul olmayanı batıl (yani boş şeyler) işgal eder.”(İmam Şafii)

İsrailoğulları misali, Rabbimiz ile aramıza giren tüm engelleri, içimizde tabulaşan, böğüren kin, haset ve nefsin buzağılarını keselim ki; kurtuluşa erebilelim bu mevsim hatırına. Mazlumların hamisi olma adına, üşüyen küçücük ellere sıcacık bir yuva olsun yüreklerimiz. Aş olsun, ekmek olsun mazlumlara ellerimiz, emeklerimiz. İnfak ile ihya edelim çaresiz babaları, umutsuz anaları… Cemre cemre düşelim ki; yeşersin tüm umutlar, kaybolsun tüm acılar, bu rahmet iklimi hatırına…

Esma Akbalık  | Nisanur Dergisi | Mart 2020 | 100. Sayı

Yorum yap