Bismillah…
Kur’an’da Ramazan’dan sadece bir ayette bahsedilmektedir:
“Ramazan ayı, Kur’an’ın indirildiği aydır.” Bakara/185
Ramazan’ı düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen şey oruçtur oysa. Ama Allah-u Teâlâ Ramazan ayını oruç ile tanıtmamış bizlere. Ramazan gelince bize açlığı getiriyor Kur’an’ı getirmiyorsa eğer, bizler kadrini kıymetini bilmeden, nasiplenip bereketlenmeden çıkıyoruz o mübarek Ramazan ayından demektir. Kur’an var olduğu için Ramazan vardır… Kur’an’ın doğum/indiriliş ayını oruç ile taçlandırır ve kutlarız Ramazan’da.
Ramazan ayı bir fırsat ayıdır. Kendi içimize dönmek için, düşünce dünyamıza yön vermek, hayatımızın anlamı ile sorgulama süreci başlatmak için bir fırsattır.
Bu güzel zaman diliminde öyle muhteşem bir gece düşünün ki; “O gece bin aydan daha hayırlı” olsun. Kadr/3
İnsanın Kur’an ile buluştuğu gece… Hira Mağarası’nın anlamı arayış demektir. Abdullah’ın oğlu Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, aradı ve buldu… Kadir gecesi, Rasul oluşunun doğum yılı ve Rasul’ün Kur’an ile tanışma gecesidir. Mahşeri yalnızlık çeken modern dünyanın insanı olarak, Onun aradığı iz üzerine aramalıyız “Bin aya bedel bir geceyi”… “İnsan için çalıştığının karşılığı vardır.” Necm/39 ayetini tecelli ettirme gayretinde olarak… Kadir gecesini bulmak için yürek hiramıza girmemiz gerekmektedir…
Böyle bir gecenin kadri kıymetini Kur’an ile aramalıyız. Kur’an bizim algı dünyamıza, yüreğimize, hayatımıza indiği, inzal olduğu gece kadir gecemiz olur. Onu anlamamız, bizlerin arayış talebine bağlıdır. Kur’an gök sofrasıdır, bizler bu sofradan rızıklanmak istemez miyiz?
“Her kim Kur’an okusa ve ‘Allah ile konuştum’ dese o sözde yalan yoktur.” buyurdu Rasul. Kur’an Allah ile konuşmaktır… Kur’an’ı okurken bize inzal oluyormuş gibi okusak, sosyal medyanın garip fenomenlerinin ne söyleyeceklerini, yediklerini, içtiklerini, giydiklerini merak ettiğimiz kadar cazip gelseydi Allah’ın mesajı, işte o vakit bizler de yürüyen Kur’an olabilirdik…
Kadir gecesinin güzelliği Kur’an’dan geliyor. Kur’an’ı mehcur/uzaklaşmış, terkedilmiş bıraktığına dair bir şikâyeti var Rasul’ün. O şikâyete muhatap olmak istemiyorsak Kur’an ile buluşup, güzelliklerini hayatımıza taşımalı, ilkelerini ilke edinmeliyiz. Kur’an’ın ilkeleri ışığında yenilenme, tazelenme ve kendi iç dünyamızı düzenleme zamanı olmalıdır. Doğruluğu ilke edinirse insan, Allah’ın o insanı doğrulardan yazacağına inanarak…
Kadir Gecesi, hayatımızı masaya yatırma, tabiri caizse şapkayı önümüze alıp düşünme, muhasebe yapıp yıllık bilançomuzu çıkaracağımız bir zaman dilimi olmalı. Merkezine kendimizi alacağımız karar verme miladımız şuuruyla…
O rahmet gecesinden beslendiğimiz zaman yepyeni bir insan olarak yeniden doğar ve her geceyi Kadir Gecesi bilerek değerlendirmiş oluruz.
Kadir Gecesi’nin hangi gece olacağına dair birçok rivayet var. 19, 21, 23, 27… En kuvvetli görüş; son 10 günde aramamız yönündedir. Kameri takvim her yıl 10 gün oynadığı için hangi gece olduğu konusunda net bir bilgi yoktur. Her yıl değiştiği için onu sürekli aramalıyız. Çünkü bu mühim bir arayıştır… Hele ki; son 10 günde incelik ile naziklik ile Kur’an ile haşır neşir olarak aramalıyız. Kendimizi değiştirmek için bu geceyi aramalıyız. Allah bizlere fırsat, istek, güç, dürüstlük, içten gözyaşı versin ki; Allah’ın affediciliğini kazanabilelim…
Hayat hepimizi savuruyor. Bu günleri bir fırsat olarak görmemiz gerek. Bizi biz yapan, insanlığımızı daha derinden hissetmemize yol açan güzellikleri keşfetmeye çalışarak… Karanlıkları aydınlatmaya gelen, hayatımızdaki bütün karanlıkları aydınlığa tebdil etmeli vahiy.
Bu öyle bir gece olmalı ki; Kur’an ile ilişkilerimizi gözden geçirme, Kur’an ile ilişkilerimizi yenileme, kalbimizin semasına indirme vakti olsun. Bu gecenin hakkını vermenin yolu ise Kur’an ile yeniden tanışma yapmaktır. Kur’an’a yeniden sarılmaktır. Kur’an ile yeniden anlaşma yapmaktır. Kur’an ile yeniden bir hayat kurmaya karar vermektir. Çünkü Kadir Gecesi karar gecesidir de ayrıca…
Kadir Gecesi’nin ömre bedel bir gece olmasını istiyorsak eğer, o gecenin sabahı da diğer sıradan günlere benzememeliydi. Allah’ın bizim üzerimizde ne kadar hoşnut olmadığı iş, davranış varsa bırakmaya karar verdik çünkü. Kararlarımızı değerli olandan vermemiz gerektiğinin farkındalığında olarak…
Hangi ayeti okuduk da “Allah burada bir şey istiyor benden. Ben bugün hayatımda Allah’ın benden istediği muradı yapabiliyor muyum, yapamıyor muyum?” diye sorguladık kendimizi? Onun muhasebesini yapıp hükmünü verebildik mi, diğer bir adı da hüküm gecesi olan Kadir gecemizde…
Yücelik ve fazilet de denir Kadir Gecesi’ne… Ayların en faziletlisi olan Ramazan’ın içinde, en faziletli gece olan Kadir Gecesi’nde, meleklerin en faziletlisi olan Cebrail, en faziletli kitap olan Kur’an’ı, en faziletli elçi olan Rasul’e getirdi…
Malımızı Kur’an’a sunarak, ticaretimizi Kur’an’a sunarak, bilgimizi Kur’an’a sunarak, ilmimizi Kur’an’a sunarak, duygu ve düşünce dünyamızı Kur’an’a sunarak, davranışlarımızı Kur’an’a sunarak, ayet ayet inzal oluyorsa bizlere, Allah’ın deyimiyle kadrinizi, kıymetinizi, değerinizi de artırmış oluyorsunuz demektir. Yaşam şeklimize Kur’an iniyor ve belirleyici oluyorsa, işte o ömür değer kazanıyor, bereketleniyordur…
Allah’ın bizleri içine koyduğu her aşamada, hayat serencamımızda, her serüvenimizde, her zorlukta, her imtihanda, her deneyimde, hayatımıza giren ve hayatımızdan çıkan tüm insanlarda, her birinde Allah bizleri bir yolculuğa çıkarıyor farkındalığıyla, neye öncelik vermemiz gerektiğini görmeliyiz. Ama bazen Allah’ı unutur ve bir insan önceliğimiz oluverir. Bazen de kendimiz önceliğimiz oluverir. Unutmak çok kolay. Defalarca…
Kadir gecemiz, kirlenen imanlarımızı La süpürgesi ile temizleyip süpürme gecesi olsun… Kur’an’ın hayatımıza indiği kadirler nasip etsin. Kur’an’ın değerini bilenlerden olalım inşallah…
Hz. Aişe’den rivayetle Allah Rasulü’nün tavsiyesi üzerine:
“Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhibbül afve fa’fü anna ya kerim.“
Noksan sıfatlardan münezzeh, kâmil olan Allah’ım. Sen affetmeyi seversin ben ise affa muhtacım… Çok kusurluyum. Hatalıyım. Kerim olansın. Cömert olan Sensin. Bizi Affet. Ey cömert, ey Kerim olan Rabbim.”
“…Ve dualarının sonu, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.” Yunus /10
Suna Tutak | Nisanur Dergisi | Nisan 2022 | 125. Sayı
Yorum yap