Nu’man ibn Beşir (RA) anlatıyor; Resulullah (SAV) buyurdular ki: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette mü’minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.”
Nasıl vücutta bir aza ağrıdığı zaman, onun ağrısı diğer azaları da etkiliyorsa bir mü’minin sevinmesi veya üzülmesi durumunda diğer mü’minlerin hali de Peygamber Efendimiz (SAV)’in buyurduğu gibi olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (SAV) diğer bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: “Bir mü’minin diğer mü’min kardeşlerine karşı ilgisi, birbirini bağlayıp destekleyen bir binanın taşları gibidir.” (Buhari)
Peygamber Efendimiz verdiği çok güzel misallerle, İslam kardeşliğinin boyutlarını bize gösteriyor. Nasıl bir binanın tuğlaları, taşları üst üste geliyor; birbirlerine kuvvet veriyor, birbirlerine yaslanıyor ve bir bina meydana geliyorsa işte mü’minler de aynen binanın taşları gibidir, buyuruyor.
Bir düşünelim; bir binanın malzemelerini konulması gereken yerlere koymayıp o tuğlaları, o taşları üst üste dizmesek, o kumu o çimentoyu birbirine katıp suya karıştırarak beton haline getirmezsek o bina nasıl meydana gelebilir? Onun için mü’min kardeşlerimizi sevmez, onlara kin beslersek Allah’u Zülcelal’in katında bir kıymetimiz kalmaz. Aynen harap olmuş bir bina gibi oluruz. O halde bir binanın malzemeleri nasıl bir araya gelip bir bina oluşuyor ise mü’minler de bir araya gelmeli ve birbirlerine destek olmalıdırlar.
İbn Ömer (RA)’den rivayetle Resulullah (AS) şöyle buyurmuştur: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa Allah da o sebeple onu kıyamet gönünün sıkıntısından kurtarır. Kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse Allah da onun ayıbını kıyamet günü örter.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Zehra Çetin | Adana | Nisanur Dergisi | 79. Sayı | Haziran 2018
Yorum yap