Esselamu aleykum ve rahmetullah.
[ap_dropcaps style=”ap-square”]D[/ap_dropcaps]ergiye yeni katılmanın verdiği heyecanla, Rabbimizin nimetlerine şahit olup bunları dile getirerek tefekkür etme şevkiyle ve her hayrın başı olanı her işimizin başına getirerek; Bismillahirrahmanirrahmirrahim.
**
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolu’nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
(Necip Fazıl Kısakürek)
**
Sakarya, üstad Necip Fazıl’ın meşhur eserinde de yer alan Anadolu’nun saf ve masum bir kentidir. Her ne kadar ülkemizin batısında yer alsa da halkı, doğası ve sakin yaşantısıyla asla modern bir batı şehri gibi olmamıştır. Gelenleri, gezenleri en çok etkileyen yanı doğal güzellikleri olmuştur.
Büyükşehirlerde yaşayan insanların ilk etapta sakinliğine alışmakta güçlük çekmesi kaçınılmaz olsa da her daim yeşil bir şehirde yaşamak insanı mutlu etmekte oldukça etkili. Şehrin merkez ilçesi olan Adapazarı, eski samimiyetini korumakla beraber deprem sonrası büyük değişimler göstermiştir.
17 Ağustos 1999 depreminden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Sakarya’yı gezmeye merkezde yer alan ‘Deprem Kültür Müzesi’nden başlayabilirsiniz. Önce yaşananları görmek ve sonrasında şehri bu perspektiften incelemek gerekir diye düşünüyorum. Müze’de deprem kazı çalışmalarında yaşananlar resimlerle anlatılıyor, çalışmalarda bulunan birçok malzeme de olduğu şekliyle saklanıyor ve müzenin sonunda depremin şiddetini anlayabileceğiniz bir platform mevcut. Bu platforma geçtiğinizde görevliler depremin şiddetinde ve aynı sürede platformun sallanmasını sağlıyor ve sizlerin o anları daha iyi hissedebilmenizi sağlıyor.
Deprem müzesinden sonra şehrin ortasında yer alan Kent Park’a gitmenizi ve biraz Çark Deresi boyunca yürüyüş yapmanızı öneririm. Şayet gittiğiniz mevsim ilkbahar veya sonbahar ise işte o zaman tadına doyamazsınız. Çark Deresi ve Kent Park’tan sonra gidilmesi gereken ilk yer şüphesiz ki Sapanca Gölü. Ancak burada iki tercihiniz mevcut birincisi Sapanca Gölü’nün Arifiye tarafında kalan turistik kısmı diğeri ise gölün tam karşı kıyısında kalan daha çok şehir sakinlerinin kullandığı, ‘Serdivan Göl Park’.
Arifiye daha çok Tem otoyolundan gelenler için güzel bir uğrak noktasıdır. Az katlı evleri, taş sokakları ve gölün kıyısında gezinti yapabileceğiniz küçük sahiliyle şirin ve huzurlu bir sahil kasabası tadındadır. Sanat Sokağı’nda kurulan tezgâhlardan el yapımı ürünleri hatıra olarak alabilir, sahilde sevdiklerinizle bisiklet sürebilirsiniz. Ancak benim önerim biraz daha gizli kalması ve sakinliğiyle ‘Serdivan Göl Park’ olacak.
Sapanca gölünün kıyısında Serdivan Belediyesi tarafından kurulan ahşap tesis üzerinde gezinti yapabilir, çocuklarınızı serbestçe vakit geçirmeleri için bırakabilirsiniz. Bu sırada sizler de ağaçların altına, gölün üzerine kurulan banklarda çayınızı, kahvenizi içebilir veya kendi yanınızda hazırladığınız azıkları tüketebilirsiniz. Bunlar bana yetmez, diyenler ise tesisin ortasındaki taş merdivenleri çıkarak mangal yakma bölgelerine ulaşabilirler. Mangal yakmak için ise Sakarya’da tercih edilecek ilk yer ‘Poyrazlar Gölü Mesire Alanı’dır.
Poyrazlar Gölü Mesire Alanı hayli büyük bir alandır. Girişi ücretlidir ancak girince saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacak ve oradan ayrılmak istemeyeceksiniz. Gölün etrafında yer alan kocaman bir çamlık ve onun içinde piknik ve mangal yerleri, lunapark, fayton ve bisiklet gezileri mevcuttur. Ailecek gönül rahatlığıyla gidebileceğiniz, şehrin tüm gürültüsünü, stresini unutacağınız sakin bir gün geçirebileceğiniz adrestir. Ancak Pazar günleri gitmemenizi tavsiye ederim. Zira şehrin en çok tercih edilen mesire alanı olduğu için hayli kalabalık oluyor.
Sakarya, sakinliği ve doğasıyla insanı etkileyen, sakinleştiren bir şehir… Büyükşehirlerde bunaldıysanız ve uzun süreli tatilleriniz yoksa muhakkak bu şehri gezmelisiniz.
Sakarya’nın güzellikleri elbette bu kadar değil ancak bunlar maddi imkânları az olan öğrencilerin dahi düşük maliyetlerle yapabileceği küçük geziler. Deprem müzesiyle Rabbimizin kudretini, azametini iliklerinize kadar hisseder, Kent Park, Sapanca ve Poyrazlar Gölleri ile bol bol tefekkür edebilirsiniz.
Rabbimiz her yarattığında kendini görebilenlerden eylesin bizleri. Âmin.
Zeynep Ertekin | Nisanur Dergisi | 73. Sayı | Aralık 2017
Yorum yap