İlahi!
Kudretin ve azametine sığınarak kapına bel bağladım. Bütün basitliğime rağmen Senin yüceliğine ümit besledim, bu çaresiz kulunu geri çevirme…
İlahi!
Liyakatim kapında durmama yetmez biliyorum. Gafletim benliğimi Sensizlik çukuruna kadar sürüklemişken, benim kapında el açıp diz çökmem saygınlığına yaraşmaz biliyorum ancak varılmayacak kapılara uğramaktan, açılmayacak hazinelere göz dikmekten bitap düşmüş benliğim sonsuz bir pişmanlık ve çaresizlikle Seni bildi Seni istedi ve Senden dilenmeye geldi. Sen ki; “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.” (Mümin / 60) diye buyurdun. İşte ben de bu fermanına uyarak Senden dilenmeye, aldatıcı dünya hayatındaki yük ve ağırlığımdan kurtulmaya geldim.
İlahi!
Asrımın getirmiş olduğu fitne ve şerrin, haram ve günahların esaretinden kurtar beni. Bataklığına düşeceğim her türlü sensizlikten koru beni…
İlahi!
Günahların yükünü hafifletmek, haramların ayıbını yıkmak adına Seni her işinden beri kılmakla uğraşan akıllarla imtihan olunmaktayız. Senin kuşatıcı ilmin ve yegâne hükümranlığının, kulların amellerine ilişmediğine ikna eden bir güruhla karşı karşıyayız.
İlahi!
Seni her türlü ihmalden, bilgisizlik ve yetersizlikten tenzih ederim. Senin her mekâna ve her zamana yeten kuşatıcı himayenle bizleri gözettiğine iman ederek Sana yöneliyorum. Yaratılışımdaki basitlik ve acizliğime rağmen kulluğuna iltica ederek beni Sana karşı kibir ve asilikten uzak kılmanı diliyorum.
“…Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle Salih kullarının arasına kat!” (Neml /19)
İlahi!
Kulağıma şerri fısıldayan, Sensizlik karanlığında yolumu kaybetmemi isteyen, şeytani planların esiri olan nefsi fısıltılardan koru beni.
“…Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Müminun /97-98)
İlahi!
Senden bana rahmet kapılarını açmanı diliyorum. Yolumu aydınlatıcı bir nur istiyorum. Beni Sana ulaştıracak, her an varlığını hissedecek bir yakınlık istiyorum.
İlahi!
Kendi dünyamızı yaşamaya daldık, bitmek tükenmek bilmeyen kaygıların peşine düştük.
Maddi çıkarlarımın hesabıyla kaçan uykularım, kulluğumun gereğinden alıkoyan kaygılarım, Seni anmaktan uzaklaştıran malayani uğraşlarım için ve Senden mahrum kaldığım her anı telafi etmek için bana bilinç vermeni istiyorum Rabbim. Kapında durmuş yüzsüz bir dilenci gibi bana cevap vermeni, beni liyakat nehrinden geçirip kulluğuna layık kılmanı istiyorum.
“…Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım.” (Kasas /24) Ve Senin hayır kapılarının da sonsuz olduğunu biliyorum. Beni merhametinden mahrum etme Rabbim…
İlahi!
Her türlü eksiklik ve kusurumla Seni dost bildim, Sana sığındım. Her düştüğüm çaresizlik anında Seni çarem olarak bildim. Kimsesizlik ve yalnızlığımda Seni sırdaş belledim. Her sıkıntı ve efkârımda Senin hikmet ve tecelline güvendim.
“…Rabbim! Şüphesiz ben Senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum.” (Hud / 47)
İlahi!
Affımı talebim dahi Senin dilemenledir. Hazinenden kastettiklerim Senin muradın iledir. Sen bana dilemeği diletmezsen ben nasıl kapına gelirim. İçinde bulunduğum sefaletim Senden ne denli mahrum kaldığımın nişanesidir. Nedamet deryasında ıslanarak Sana geldim. Yok hükmündeki beni, varlığınla sevindir. İlahi huzmelerini gönlüme serp, karanlık dünyama merhamet ışıklarını yak, çaresiz dertlerime derman ver.
İlahi! Varlığının, eşsizliğinin ve ezelden ebede var olan saltanatın hakkı için “Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!” (Bakara /201)
Âmin.
Esra Türk | Nisanur Dergisi | Mart 2020 | 100. Sayı
Yorum yap