Grip; Influenza adı verilen bir virüs tarafından oluşturulan, ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır.
Soğuk algınlığı ise ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalıktır ve grip ile kesinlikle karıştırılmamalıdır.
Gripten korunma:
Gripten korunmanın başlıca yolu vücut direncinin düşmesini engellemekten geçer. Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyinmeli; bol sulu gıdalar, taze sebze ve meyve tüketilmelidir. Hastalar ile yakın temastan, ortak eşya kullanımından kaçınılmalıdır.
Soğuk algınlığı tedavisi
1-Kahvaltı: Güne mutlaka çok iyi bir kahvaltı ile başlamalıyız. En önemli öğünümüz kahvaltıdır. Kahvaltıda özellikle siyah ve yeşil zeytin bulunmalıdır. Kahvaltı sofrası zeytinsiz olmaz. Gribe karşı kahvaltı sofrasında bulunmasında fayda olan diğer besinlerin başında portakal suyu, yumurta, şekersiz reçel çeşitleri, doğal üretilen şekersiz bal, domates, salatalık, peynir çeşitleri gelmektedir. Bunların yanında 1 veya 2 dilim kepek ekmeği olabilir.
2-Hareket: Hareketli bir hayatı benimsemeliyiz. İşimize, okulumuza, çarşıya-pazara giderken mümkün olduğu kadar yürüyerek gitmeyi benimsemeliyiz. Özellikle güneşli havalarda 1-2 km yürüyüş yaparak, güneş ışınları sayesinde D vitamini de alabilir ve bu sayede direncimizi kuvvetlendirebiliriz. Günün en temiz enerjisi sabah güneşidir, bunu mutlaka almalıyız.
3-Doğru nefes: Karın solunumu yaparak yürüyelim. Burundan nefes alıp verirken karnımızı şişirerek solumayı benimseyelim. Doğru nefes almak, karnımızı şişirerek nefes almaktır. Böylece daha fazla oksijene sahip olabilir, geriye verirken de daha çok karbondioksit veririz. Ciğerlerimizi şişirmeye çalışmak ise yanlıştır. Bu yöntemle ciğerlerimizi rahat ettirir ve psikolojik olarak da rahatlar, sakinleşiriz.
4-Havalandırma: Evimizi, iş yerimizi mutlaka havalandıralım. Güneş varsa, mutlaka içerinin güneş ışığı almasını sağlamalıyız. Atasözünde denildiği gibi, “Güneş girmeyen eve doktor girer.”
5-Doğal beslenme: Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin doğal olmasına özen göstermeliyiz. Sebze ağırlıklı beslenmeliyiz. Fastfood gıdalardan, bisküvi, cips, gofret gibi atıştırmalık gıdalardan kaçınmalıyız. Konsantre yerine taze sıkılmış meyve ve sebze sularını tercih etmeliyiz. Bolca salata yemeliyiz.
6-Klima: Klimaların mutlak surette bakımlarının özenle yapılması gerekiyor. Yoksa havadaki mikropların daha çok yayılmasına sebep olabilirler.
7-Hijyen: Hijyen kurallarını çok önemsemeliyiz. Çocuğumuza elini çok iyi yıkamasını, mikrop bulaştırmamak için hapşırırken eliyle yüzünü kapatmasını öğretmeliyiz.
8-Stevya: Rafine şeker bağışıklığı zayıflatmaktadır. Bunun yerine sıfır şeker içeren, tamamen doğal stevya bitkisini tercih edebiliriz. Örneğin muhallebiyi mısır unu, keçi sütü ve stevya bitkisi ile hazırlayabiliriz. Tamamen doğal, şekersiz ve çok da güzel olur.
9-Bitkiler ve doğal taşlar: Bitkilerimizi evin içi yerine, balkon ve varsa bahçelerimizde yetiştirmeyi tercih edelim. Geceleri oksijeni tükettikleri için yatak odalarımızda bulundurmamalıyız. Yatak odamızda özellikle başımıza yakın yerlerde büyük doğal taş olması da uyku kalitemizi bozar ve enerjimizi çeker.
Soğuk Algınlığı ve Gripte:
Bol miktarda sıvı tüketin!
Su, meyve suyu, sıcak limon suyu iyi seçenekler arasında yer alır ve ateş esnasında kaybedilen sıvının yerine konmasına yardımcı olur.
Tavuk çorbası: Tavuk çorbası, soğuk algınlığı ve grip belirtilerinin azalmasında 2 şekilde yardımcı olur. İlk olarak o bölgedeki ağrıyı, şişkinliği giderir ve ikinci olarak burun içindeki salgının hareketini geçici olarak hızlandırır ve böylece burunda yerleşmiş virüslerin hızlı bir şekilde atılmasını sağlar.
İstirahat: Ateşiniz veya şiddetli öksürüğünüz varsa, mümkünse okula veya işe gitmeyerek evde kalın. Bu şekilde hem daha hızlı iyileşme olanağı sağlanır hem de hastalığın diğer kişilere bulaşması azalır.
Odanızın sıcaklığı ve nemi: Odanızı sıcak tutun fakat aşırı sıcak olmamasına özen gösterin. Odanızın havası kuru ise, buhar yapın. Bunun için bir miktar suyu orta büyüklükte bir ısıtıcı içerisinde kaynatın. Ateşten aldığınız suyu 2-3 dakika üstü açık şekilde bekletin. Dilerseniz suyun buharını solumak için başınıza bir havlu örtüp buharı 5-10 dakika boyunca direkt olarak soluyabilirsiniz. Bu işlem için suya 7-8 damla esansiyel yağ damlatmanız yeterli olacaktır. Suyun üzerini açık bırakarak su buharının odanızın havasını nemlendirmesini sağlayabilir ve esansiyel yağın kokusunun odanızı kaplamasına izin verebilirsiniz.
Boğaz gargarası: Kaynatılmış ve ılıtılmış 1 çay bardağı suyun içine 1 çay kaşığı tuzu atıp karıştırıp eritin ve daha sonra bu suyla boğazınızı gargara yapın. Her kullanım için bu gargarayı taze olarak hazırlayın. Asla bu suyu yutmayın.
Ellerinizi yıkayın: Soğuk algınlığı ve grip virüslerinin büyük kısmı direkt temas ile bulaşır. Grip olan bir kişi eline hapşırdıktan sonra telefona, bardağa, kaleme dokunur. Virüsler burada saatlerce yaşayabilir. Bu yüzden ellerinizi sıkça yıkayınız.
Münevver Aktaş | Nisanur Dergisi | 83. Sayı | Ekim 2018
Yorum yap