ŞiirÜmmü Gülsüm Turan

Elvan

ELVAN

Terazisi yoktur hislerin
Duygusu eksik, düşüncesi eksik
Mutluluğuna girdiğimiz bütün bahislerin
Kazananı eksik, kaybedeni eksik
Göz görememekten düştü bitap
Gönül ince eleyip sık dokumaktan usandı 
Yolun sonunda hep aynı çile, aynı ıstırap
Can yandı Canan yandı felek dayandı 
Geçmez geçer denen 
Geçer mi hiç kendiliğinden 
Bülbülde nağme gülde diken 
Öyle bir yara ki bu, ta derinden
Fıtrat dediğin ipince bir kaburga 
Düzeltmeye gelmez kırıldığında
Havva dediğin Âdem’in canında yonga 
Ne bu savaş biter ne de bu ebedi kavga
Ne ölümdür bu, ne yaşama
Eksilir senden aşama aşama 
Dönme dolap içinde dönen şu hayat
Geride kalan tarifsiz bir hissiyat
Konuşur mevsimler ay suskun, yıl suskun
Dünün, bugünün, yarının selameti suskun 
Gecesi gündüzü, kışı kıyameti 
Hecesi cümlesi, öznesi istikameti suskun
Ruh ayrı beden ayrı vicdan ayrı safta 
Dil ayrı söz ayrı kalp ayrı ihtilafta 
Ne hikmettir ki; kelamda isyan, gönülde nisyan 
İlimde bolluk, talimde bolluk, teslimde israfta
Ne bu yaşama hırsı biter ne de bu endişe 
Yaşayan her canlıda bin bir telaşe 
Azrail’in merhabası mezarda bir köşe
Ne gündüzünde şavk kalır ne simanda neşe 
Sene gelir, gün gelir, devran gelir
Kuru yaprakta bahar gelir, seyran gelir 
Sanma her geçen gün yâran gelir
Sen ölümü bekle, hayat sana şükran gelir 
Hatırladığın gün kadardır yaşam
Zaman sadece sabah ve akşam
Gördüğün bütün bu ihtişam
Hüzünlü kalbe daima hicran gelir
“Elvan elvan çiçek açar sabahlar
Bugün olmasa yarın bir gün mutlaka”

Ümmügülsüm Turan | Nisanur Dergisi | Nisan 2022 | 125. Sayı

Yorum yap