EditörYazarlar

Editör – Şubat 2018

Bismillah…

Kulunu hak din ile gönderen Allah’a hamd-u senalar; pak Resulüne salât-u selamlar olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun…

[ap_dropcaps style=”ap-normal”]M[/ap_dropcaps]evsimlerden kış, aylardan şehadet! Evet, ha ‘şubat’ demişiz ha ‘şehadet’ fark etmiyor doğrusu. Ahde vefanın en büyük örneğini sergileyen, ahitlerini canlarını vermek suretiyle yerine getiren nice erlerin, gözlerini şu fani dünyaya yumup benzersiz güzellikteki âlemlere açtıkları bir zaman dilimi şubat… Başından sonuna kadar… Mübarek olsun yine ve yeniden!

Ne güzeldir ahde vefa ve ne güzeldir ‘vefa’ ile beraber anılmak. Aslında müminlerden şehadetle şereflenmek istemeyen hiçbir kimse yoktur.  Ancak gözlerimizi şu fani hayata nerede, ne zaman ve ne şekilde kapayacağımıza dair malumatımız da… Şu halde vefayı ve şahitliği yaşamımızın ana gayesi olarak sürekli zinde tutmamız gerekmez mi? İddia ve talebimizde samimi isek… Gerekir elbette…

Değerli Kardeşler! Bu ay ‘vefa’ hususunun ‘aile’ ayağını dosyamıza taşıdık. Eşler arasında olması elzem ve muazzam bir haslet olan vefa duygusunu işledik. Bu bağlamda:

Vefanın olmadığı yerde güvensizlik ve nifak olacağından ötürü yüce dinimizin vefalı olmayı imandan saydığının… Yüce Rabbimizin kullarına büyük bir lütfü olan evliliğin, huzurla tamamına ermesi için eşler arasında ‘vefa’ ve ‘ifa’ olması gerektiğinin… Vefa duygusuyla hareket eden, birbirlerine vefalı olan eşlerin arasındaki sevgi ve muhabbetten beslenen yuvalarda, mutlu ve kendine güvenen çocuklar yetişeceğinin… Her bir hareketiyle evlatlarına örnek ve önder olan ebeveynlerin, maddi ve manevi vefayı kendi aralarındaki sevgi ve ilgi ile çocuklarına aşılamalarının, yaşadıkları yuvadan yaşadıkları topluma sıçrayacağının… Ve güzel hatıraların bilhassa kadın tarafından sürekli canlı tutularak adeta can suyu görevine tayin edilmesinin, nice hayır ve güzellikler yaşatacağının altını çizdik.

Başyazımızda “Genç kızlara düşen ilk etapta İslam’ın tesettür emrini tam anlamıyla yerine getirmeye çalışmaktır. Müslüman genç kızın tesettür konusunda kusuru olmamalıdır. Bunu bir yük olarak görmemelidir. Bilakis tesettürü bedenini ve şahsiyetini koruyan bir zırh olarak algılamalıdır.” Hakikatlerine yer verdik.

Öte yandan bu ay sizler için Psikolog Büşra İdigut Hanımefendi ile çocuk psikolojisi üzerine röportaj yaptık.

Ayrıca yazar kardeşlerimizin her birinin özverili sunumuyla birbirinden güzel yazılar; şiirler, hikâyeler, yemek tarifleri, sağlık bilgileri ve kültür-sanat, bulmaca da sayfalar arasında sizlerce okunmayı bekliyor.

Sizleri şanı yüce Allah (CC)’a emanet ederken hayır dualarınızdan mahrum etmemenizi istirham ediyoruz.

Editör | Nisanur Dergisi | 75. Sayı | Şubat 2018

Yorum yap