Yüce Allah’a hamd-u sena, pak Rasulü’ne salat-u selam ile.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Yaşadığımız çağ, teknolojik anlamda oldukça zengin. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna, ışık hızında haber/bilgi akışı sağlanabiliyor. Günlük yaşamı oldukça kolaylaştıran birçok alet, her geçen gün yeni bir versiyonuyla insanların beğenisine sunuluyor. Diğer yandan sosyal ağlara eklenen platformlar ve içerikleriyle ilgi çekme yarışında olan uygulamaların haddi hesabı yok. Haliyle bir yandan güzel/pratik sonuçlarına odaklandığımız ve takdir ettiğimiz teknoloji; başka bir açıdan, şerrinden Allah Teala’ya sığındığımız birillete dönüşüyor.
Öyle bir illet ki; toplumun salahiyetini tehdit etmekle kalmıyor gelişimini de engelliyor. Bilhassa son dönemde revaç bulan sosyal(!) adetler… Esasen görgüsüzlüğün alası mahiyetindeki birçok fiil, gündem olma ve pohpohlanma adına tekrar tekrar işleniyor. Ve bu görgüsüzlük de teknoloji marifetiyle -kıtalar ötesi dahil- ifşa ediliyor, model olarak kendine büyük ölçekli bir yer buluyor. Bu bağlamda çağımızın en büyük ihtiyacının adab-ı muaşeret olduğunu söylesek; (ne yazık ki) mübalağa etmiş olmayacağız.
Evet kıymetli okurlar, bu ay dosyamıza adab-ı muaşereti almamız bundan. İnsanı yaratanın onu cahil/bilgisiz olarak kendi haline bırakmayıp gerek kendisiyle gerekse de yaşadığı ortamla alakalı olarak nasıl davranması gerektiğinin ilmini ve bilgisini de verdiğinin… Bu bilginin, insanı insan yapan etken olarak, bu sayede hem Rabbi ile hem de çevresi ile şuurlu bir ilişki kurduğunun… Bu ilişkinin ise sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinin edeb ile mümkün olduğunun… Çoğulu adab olan bu kavramın, insanı türlü sıkıntı ve belalardan koruduğunun altını çizdik. Ayrıca Kur’an kıssalarında adap dersleri… Hane-i saadette adab-ı muaşeret… Medeniyet, şehir ve adap… Aile ilişkilerinde adap ve sofra adabı da bu aysayfalar arasında yer bulan başlıklar. Rahman tesirli kılsın…
Öte yandan her ay olduğu gibi bu ay da kadına, aileye ve gündeme dair birçok konuyla dopdolu heybemiz. Bizden size, sizlerden de nice gönüllere (intikal ede inşallah) …
Kıymetli Efendimiz, Peygamberimiz aleyhisselatu vesselamın yaklaşan mevlidi şerifleri zaten mübarek de tekrar mübarek olsun. Hakikattir ki; her yeni yılın bu dönemleri, ayrı bir hüzün ve şeref katıyor. Efendimizin mübarek gelişleri yadımıza her düştüğünde; risaleti, ahlaki özellikleri, (biz) ümmetine bıraktığı erdemler ve insanlığın Ona duyduğu özlem hakeza ihtiyaç, belirginleşiyor. Ve safileşip mevzu bahis oluyor. Bu bağlamda ehemmiyetli olan kandilimiz kutlu olsun.
Şanı yüce Allah’a emanet olunuz…
Editör | Nisanur Dergisi | Kasım 2019 | 96. Sayı
Yorum yap