Etli yemekleri sevenlerden misiniz? Ayırt etmeden; kırmızı et, tavuk eti, balıketi… Ya da et ürünlerini sevenlerden misiniz? Sucuk, salam, sosis, jambon, pastırma…
Günlük hayatta bu ürünlerden vazgeçemiyorsanız… Belki de ailenizde ya da çevrenizde bu ürünlerden vazgeçilemiyor…
Kurban bayramını geride bırakırken; et ve et ürünleriyle ilgili aklımıza takılan bazı konuları ele almak istedim. Öncelikle etin önemini düşünecek olursak, her konuda bize yol gösterici olan Peygamber Efendimiz (SAV)’in tavsiyeleri olduğu göreceğiz.
Malumunuz Peygamberimiz etli yemeği yani ‘tirit’ i çok severmiş. “Dünya ve ahirette yiyeceklerin efendisi ettir. Ayrıca etlerin en kıymetlisi ve en gıdalısı koyun etidir.” buyurmuştur.
Bu şekilde övülen bir gıda elbette kıymetlidir. Sofralara değer katandır. Her ne kadar vejetaryen bir kesim olsa da insanlar tarafından çokça tercih edilendir. Fakat buna karşılık dikkat etmemiz gereken ciddi riskler de taşımaktadır.
Et ihtiyacını kurbanlık hayvandan karşılayan aileler, vicdanen rahat bir şekilde tüketiyor. Bu imkânı olamayanlar, ihtiyaç halinde en yakın kasaptan veya marketten alışverişini yapıyor. İşte bu alışverişleri yaparken bilmemiz gereken bazı kritik noktalar var.
Kesimhanelerin hijyen koşulları elbette önemlidir fakat helal tüketim için yeterli değildir. Öncelikle dikkat etmemiz ve bilmemiz gereken; aldığımız et hangi hayvana aittir. Maalesef piyasadan alınan etlerden yapılan laboratuar analizleri sonucunda çıkan et cinsi zaman zaman at, eşek, domuz eti de olabiliyor.
Bu hayvanlara ait etleri ayırt etmek, parçalandıktan sonra zorlaşıyor. Ucuz fiyata satılan bu etler; daha çok kıyma, sucuk, salam, sosis olarak satılıyor. Alışveriş yaparken parça veya kıyma olarak değil de karkas halinde olandan istemeliyiz. Yani bütün halde bulunan, üzerinde veteriner kontrolünden geçmiş ve damgası olandan istemeliyiz.
Nasıl olur demeyin! Ülkemizde 80’in üzerinde domuz çiftliği bulunmaktadır. Domuzun yılda 2-3 kez üreyip her seferinde 15-20 yavru yaptığını, her türlü çöp ve pisliği hatta ölü yavrusunu ve kendi dışkısını bile yediğini bunun sonucunda yem masrafının az olduğunu, birkaç ayda 100 kg’a kadar ulaşabildiğini, bu durumda sığıra göre daha kazançlı (!) göründüğünü, ülkemizde yıllık domuz eti üretiminin 3 milyon ton olduğunu düşünecek olursak; aldığımız etin domuz eti olma olasılığının düşük olmadığını anlarız.
Evcil domuz eti açık renkte olduğu için fark edilebilir. Ama yaban domuzu etini sığır etinden ayırmak imkânsız…
Satın aldığımız etin helal kılınmış hayvan eti olması yanında; bu hayvanın, İslami usullere uygun bir şekilde kesilmiş olması da gerekir. Ayrıca kesimhanelerde sığır ve domuz aynı ortamda ve hatta aynı bıçakla dahi kesilmemelidir. Bunun dışında tavuk kesimhanelerinde kasaplar tarafından bıçakla kesim yapılmalıdır. İğneyle veya şokla hayvanı etkisiz hale getirip, sözde bir Besmele çekip tek bir düğmeyle yüzlerce tavuğun başının kesilmesi İslami bir usul değildir.
Dinimizde hayvan kesiminde boğazlamak yoktur. Hayvanın omuriliği kesildiği için bu şekilde felçten ölüyor ve kirli kan vücudunda kalıyor. Buradan sıcak su kazanlarına atılan hayvan necis oluyor.
Hâlbuki dinimizde kesim esnasında besmele çekilerek, belirli damarlar kesilerek, kan akması için yeterli süre beklenerek kan kaybı sağlanmış ve böylece helal kesim gerçekleşmiş oluyor.
Etlerdeki diğer bir sıkıntı ise yemdir. Hayvan helal olsa bile yediği yem helal değilse eti yine helal olmaz. Bakara Suresi 168. Ayet-i Kerime’de buyruluyor ki:
“Ey insanlar, yeryüzünde bulunan şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin…”
Etin sadece helal olması değil aynı zamanda temiz olması da gerekiyor. GDO’lu ürün, kesimhane artıkları ve tarihi geçmiş ürünler ile yapılan yemler ve bu yemlere katılabilen antibiyotikler, hormonlar, vitaminler olabilmektedir. Bu yemlere katılan katkı maddeleri yumurtaya, yumurtadan da insana geçmektedir. Bizim tercihimiz; güvenilir bir sertifikalama kurumundan helal sertifikalı olan olmalıdır.
Fermente et ürünlerine bakacak olursak:
Özellikle indirimli veya kampanyalı olup ucuza satılan, içerisinde hangi hayvanın eti, hayvanın hangi kısımları olduğu belli olmayan, koruyucu olarak katılan ama zamanla kanserojen etki gösteren nitrit ve nitratlar, lezzetini artırıcı zararlı katkılar, en çok jambon ve pastırmalarda haram kategorisinde olan renklendirici kullanımı ile bu ürünler faydadan çok zarar vermektedir.
Korunmak için önceliğimiz -en çok çocukları hedef alan- bu ürünleri tercih etmemek olmalıdır. Yapabiliyorsanız; sucuk veya pastırmanızı kendiniz yapınız. Yapamıyorsanız; güvenilir bir sertifika kurumundan helal sertifikalı olanı tercih ediniz.
Sorgulamadan alışveriş yapmak Müslüman’a yakışmaz. Unutmayalım ki;
“Allah, kulunu helal rızkı arama yolunda zorluk çekerken görmeyi sever.” (Camiul-Ehadîs, 8/247)
Gıda Mühendisi Gülşen Fidan | Nisanur Dergisi | Eylül 2019 | 94. Sayı
Yorum yap