Dr. Berfim AslanElif YüksekManşetRöportajSağlık

Diş hekimi Berfim Aslan ile özel röportaj

Kıymetli okurlar, bu ay sizler için diş hekimi Berfim Aslan Hanımefendi ile “Ağız ve diş sağlığı” üzerine röportaj yaptık. Ağzın, vücudun dengesinde ve sağlığında en önemli rolü üstlenen sindirim sisteminin başlangıç noktası olup bu yönüyle bakterilerin ilk ulaştığı kapı olduğunu belirten Aslan, ağız ve diş temizliğinin oldukça önem arz ettiğini ifade ederken; etkili bir temizliğin nasıl olması gerektiğinin de altını çiziyor.

Sizleri röportajımızla baş başa bırakıyoruz.

“DİŞ PROBLEMİ 7’DEN 70’E HERKESTE GÖRÜLÜR”

Ağız ve diş sağlığı denince akla ilk olarak neler gelmeli?

İlk olarak şöyle söyleyeyim, ağız; vücudun dengesinde ve sağlığında en önemli rolü üstlenen sindirim sisteminin başlangıç noktasıdır. Yani bir nevi bakterilerin ilk ulaştığı kapıdır. Ağız sağlığı denilince de aklımıza ilk dişlerimiz gelir. Diş problemi insanlarda 7’den 70’e görülen bir problemdir. Bunun için elbette diş temizliği önemlidir.

“TOPLUMUN BİLİNÇ SORUNU VAR”

Peki, bu problemin en büyük sebebi sizce nedir?

Kesinlikle sorulması gereken bir soru bu. Cevabı da en az bunun kadar önemlidir. Bunun sebebi çok fazla aslında. En önemli sebebi nedir diye soracak olursak; toplumun “ağız ve diş sağlığı” ile ilgili bilinç sorunu var. Hastalarımızın çoğu yanlış fırçalama yapıyor veya yanlış bilgiler sonucu fırçalamamayı daha doğru buluyor. Bu yüzden problemler de tabii olarak artıyor.

“BEŞ TİP AĞIZ KOKUSU VARDIR”

Ağız kokusu mu nefes kokusu mu, doğru tabir hangisi ve sebepleri nelerdir? Bundan mustarip olanlara ne tavsiye edersiniz?

Yine çokça karşılaştığımız bir sorun bu… Beş tip ağız kokusu vardır. Aslında doğru terim de “ağız kokusu” dur. İngilizce “Halitosis” olarak geçer. Bu bir hastalıktır. Sebepleri ise 5 tanedir. Sırasıyla: Ağız, havayolu, reflu, kan gazları, subjektif.

İşte kullandığımız “Nefes kokusu” tabiri, Tip 4 ağız kokusu grubuna girer. Bunun temel sıkıntısı ise yumuşak diş fırçası kullanılması ve dilin temizlenmemesidir.Uzun uzun konuşulması gereken bir konudur bu…

Dr. Berfim Aslan

Kısaca bu ağız kokusu tiplerini açıklar mısınız?

Tip 1 dediğimiz ağız kokusunun en sık rastlanan sebeplerinden bir tanesi (belki de birincisi), gövdesinin altı kapalı yapılan köprülerdir. Yani halk dilinde köprü dediğimiz protezlerdir. Bir diğer sebep ise ağızdaki çürüklerin varlığıdır. Bu tür hastalarımıza şu soruları sorarak teşhisi koyarız:

  • Ağzınız kapalı iken ağız kokusunu duyuyor musunuz? (Cevap: Hayır)
  • Ağzınıza buz parçası koysanız ağız kokunuz kayboluyor mu? (Cevap: Evet)
  • Ağız kokunuz 1-2 saat içinde kesiliyor mu? (Cevap: Evet)
  • Çinkolu solüsyon hastaya verilir ve bu solüsyonun kokuyu engelleyip engellemediği sorulur. (Cevap: Evet) ise bu Tip 1 ağız kokusu hastasıdır.

Tip 2 ise ağız kokuları kaynağını solunum lümeninden alır. Rinosinüzit, rinit, tonsillit, farinjit, larinjit, trakeit, bronşit, pnömoni, tüberküloz ve burundan alveollere kadar olan kanal üzerindeki herhangi bir organ veya dokunun apse, inflamasyon, neoplazi, yabancı cisim reaksiyonu ve alerjisinden kaynaklanan kokulu gazlar nefese karışarak ağız ve buruna gelirler.

Bu hastalarımıza da şu sorular sorulur:

  • Ağzınız kapalı iken ağız kokusunu duyar mısınız?
  • Hapşırınca ağız kokusunu duyar mısınız?
  • Genzinize kokulu sümük gelir mi?

Bütün bu soruların cevabı evet ise bu hasta Tip 2 ağız kokusu hastasıdır deriz.

Tip 3 ağız kokusu; kokulu gazların yemek borusu aracılığı ile mideden ağıza ve buruna gelmesi ile oluşur. Bunun en başlıca sebepleri reflü ve gastrit denilen mide rahatsızlıklarıdır. Hastaya şu sorular sorulur:

  • Tok iken ağız kokunuz oluyor mu?
  • Mide yanması oluyor mu?
  • 15 dakika boyunca sırt üstü yatağa uzansanız ağız kokunuz azalıyor mu?

Şeklinde sorulara genelde cevabı evet ise bu hasta Tip 3 ağız kokusu hastasıdır.

Tip 4 ağız kokusu; bunun meydana çıkması için kanda kokulu madde bulunması yeterlidir. Sistemik dolaşımdaki kimyasal maddelerin akciğerden atılan nefes gazlarına karışması ve nefeste kokuya sebep olması ile ortaya çıkar.

Diyabet, hamilelik, uyku apnesi, ülser, orak hücre anemisi, astım, göğüs veya akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kistik fibroz başta, siroz ve diğer karaciğer hastalıkları, üremi ve diğer böbrek hastalıkları, ülseratif kolit, Crohn’s hastalığı, akciğer tüberkülozu, şizofreni, mide kanseri gibi hastalıklarda nefesin özgün bir kokusu bulunur. Bu ise Tip 4 ağız kokusu yapar.

Hastaya şu sorular sorulur:

  • Sebepsiz göz yaşarmanız oluyor mu? (Cevap: Evet)
  • Spor yapıp eforlanınca ağız kokunuz kayboluyor mu? (Cevap: Hayır kaybolmaz, hatta artıyor.)
  • Ağzınız kapalı iken ağız kokusunu duyar mısınız? (Cevap: Evet)

Genelde bu soruların cevapları yukarıda verilen cevaplar ise bu Tip 4 ağız kokusu hastasıdır diyoruz.

Tip 5 ağız kokusu hastalığını ise hekimlerin bunu klinikte ayırt etmeye çalışması, teşhis ve tedaviye teşebbüs etmesi yanlıştır. Basit bir ön teşhis konulur ve hasta psikiyatri uzmanına yollanır. Çünkü gerçekte bir ağız kokusu yoktur, hasta bu şekilde düşünür.

Şu sorular sorulur:

  • Ne kadar zamandan beri ağzınız kokuyor? (Cevap: Kendimi bildiğimden beri, doğduğumdan beri, 30 seneden beri…)
  • Size göre başkalarının ağzı kokuyor mu? (Cevap: Hayır kokmuyor.)
  • Evde yalnızken ağzınız kokuyor mu? (Cevap: Hayır kokmuyor.)
  • Bu güne kadar ağız kokunuz 1-2 saat kesildi mi? (Cevap: Hayır 1 saniye bile kesilmedi.)

Cevaplar bu yönde verilirse bu da Tip 5 ağız kokusu hastasıdır. Psikiyatrik destek alması tavsiye edilir.

“DİŞ FIRÇASI ORTA SERTLİKTE OLMALIDIR”

Etkin bir diş fırçalama tekniği nasıldır, nasıl olması elzemdir?

Öncelikle diş fırçası orta sertlikte olmalıdır. Diş fırçamızı ıslatmadan, kuru bir şekilde mercimek tanesi kadar macunu sıkıp öylece fırçalamaya başlamalıyız. Şayet fırçayı ıslatırsak macun çabuk köpürür ve ferahlık hissiyatı oluşturacağı için fırçalamayı erken bırakmış oluruz.

Dişleri 3 guruba ayırarak fırçalama yaparak daha etkili fırçalayabiliriz. İlk üst yüzeyler, sonra ön yüzeyler ve son olarak arka yüzeyleri fırçalarız. Fırça temizlenir ve en son varsa dil macunu ile dilimizi fırçalarız. Bu sayede etkili bir fırçalama yapmış oluruz.

“DİŞ GICIRDATMASINA BRUKSİZM DİYORUZ”

Uykuda diş gıcırdatma ya da sıkma hususunda bizi aydınlatır mısınız?

Bruksizm dediğimiz diş gıcırdatması olayı, genellikle uyku sırasında engellenemeyen çene hareketlerinden kaynaklanan dişlerin sıkılması ve gıcırdatılması olayıdır. Dişlere ve çevre dokulara gelen fazla kuvvet sonucu dişlerin aşınmaları, hassasiyeti, dişeti çekilmesi, kas ve eklem rahatsızlıkları görülebilir.

“HASTA, STRESTEN UZAK KALMALIDIR”

Peki, tedavi yöntemleri neler?

Genellikle diş hekimleri tarafından “gece plağı” verilir. Bu plağın verilmesindeki amaç ağrının ortadan kaldırılması, diş sıkma-gıcırdatma esnasında gelen kuvvetin indirgenmesi ve eşit kuvvet dağılımı yaparak dişlerin ve çene eklemlerin olası hasarlardan korunmasıdır. En önemlisi hastanın stresten uzak kalmasıdır.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz…

Rica ederim. Ben de teşekkür ediyorum…

Röportaj: Elif Yüksek | Nisanur Dergisi | Ekim 2020 | 107. Sayı

Berfim Aslan Kimdir?

1994 yılında Van’da doğdu. İlkokulu İstasyon ilköğretim okulunda, liseyi Bodrum Marmara Anadolu Lisesi’nde tamamladı. 2019 yılında Van YYÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. Şu an özel bir klinikte hekimlik yapmaktadır.

Yorum yap