Çocuklarını eğitme sürecinde, aileler türlü türlü yöntemlere başvururlar. Bu konuda herkesin, kendine göre kuralları ve prensipleri vardır. Kimisi, çocuğuna karşı aşırı kuralcı ve sert bir tutum takınırken; kimisi, çocuğunun kendi halinde büyümesine olanak sağlar. Özellikle çocuk ile ebeveyn veya çocuk ile çevresindekiler arasında çıkan bir çatışmada her ailenin sorunu çözme noktasında -doğru veya yanlış- kendilerine has uyguladıkları yöntemleri vardır. Bunlardan biri de korkutarak veya tehdit ederek, çocuğu doğru davranışlara sevk etmeye çalışma yöntemidir.
Bu yöntemi kullanan ve bunda büyük oranda başarılı olan ebeveynlerin en büyük yanılgısı, çocuklarını bu yolla kolayca hizaya getirebildiklerini düşünmeleridir. Görünürde öyle olsa da esasında bu yöntem, çocuğun iç dünyasında oldukça büyük tahribatlara yol açmaktadır.
Aileler genelde iyi niyetle bu yönteme başvururlar. Amaçları, çocuklarının yanlış davranışlarını düzeltmek ve yerine doğru davranışları koymaktır. Fakat iyi niyetle dahi olsa, bu yöntemin savunulabilir tarafı yoktur. Nitekim büyüklerinin tehdidine maruz kalan çocuk savunmasızdır. Davranışlarının yanlış olduğunu kavradığı için değil; sırf korktuğu için büyüklerinin dediklerine boyun eğer.
Çocuklarına sözlerini geçiremediklerinde son çare olarak başvurdukları ve kendilerince masum gördükleri bu yöntemde, ebeveynler çocuklarını birçok şeyle korkuturlar. Örneğin; “İğneci gelsin sana iğne yapsın”, “Kötü adamlar seni götürür”, “Öcüler seni yer” vb. sözlerle korkuturlar, masum yürekli yavrularını. Peki ya sonuç? Tehdit eden için bir zafer, tehdit edilen içinse korku, endişe ve baskılarla bezenmiş büyük bir iç yıkım. Korkutularak yetiştirilen çocuğun maruz bırakıldığı bu iç tahribatlar çocuğun ileriki yaşlarında ciddi davranış bozuklukları yaşamasına neden olur. Özgüvensizlik, pasiflik ve korkaklık kişiliğine yerleşir. Hayatı boyunca ciddi kaygı bozukluklarıyla boğuşmak zorunda kalır. Kendi başına kalamayan, tek başına bir yere gidemeyen, kendini ifade etmekte güçlük çeken bir birey haline gelir.
Unutulmamalıdır ki; çocukları tehdit ederek sindirmeye çalışmak ve güç gösterilerinde bulunmak, çocuk ile ebeveyn arasındaki ilişkiyi ciddi anlamda zedeleyecektir. Ayrıca tehditle büyüyen çocuk, ailesine bağımsız yaşa ulaştığında aynı yöntemi başkalarına da uygulayacak, tehditle isteklerine erişmeye tenezzül edecektir.
Bu kimseler haricinde çocuklarını bilinçsizce Allah’la korkutarak büyük hata yapan ebeveynler de var maalesef. “Allah seni taş eder”, “Allah seni yakar”, “Allah sana günah yazar sonra cehenneme atılırsın” gibi tehditlerle çocuklarını sindirmeye çalışırlar. Bu tehditlere sık sık maruz kalan çocukta, zamanla Allah’a karşı korkuyla karışık bir öfke gelişecek; hatta birçok çocuk için bu korku nefrete dönüşecek, Allah (hâşâ) kendisine itici gelmeye başlayacaktır. Sırf anne-baba sözü dinlesinler, uslansınlar diye çocuklarını bu yolla eğitenler, çok daha ciddi sorunlara zemin hazırlıyor; çocuklarının ebedi saadetini tehlikeye atıyorlar, fakat farkında değillerdir. Çocuklarını, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten korumakla görevli anne-babalar, Allah (CC)’tan nefret ettirmek yerine çocuklarına Allah (CC)’ı sevdirmenin yollarına başvurmalı… Allah (CC)’ı, onlara doğru olarak anlatmalı… Bu hususta da Peygamber Efendimiz (SAV)’i örnek almalı; Onun (SAV) çocuklarla olan muamelesini kendine şiar edinmelidir.
Korkutarak veya tehdit ederek bir çocuğu yetiştirmek, çoğu ailelere göre disiplin gereğidir. Hani disiplin olmazsa, çocuk ’zıvanadan’ çıkar ya o yüzden! İşte bu gibi gerekçelerle yanlış tutumlarını savunur, çocuklarının iyiliği için bu yöntemi kullanmakta ısrarcı olurlar. Evet, doğru. Disiplin, çocuğu eğitmede çok önemli bir role sahiptir. Fakat bu da ancak doğru bir şekilde uygulandığı taktirde geçerlidir.
Disiplin demek, kayıtsız şartsız büyüklerinin emirlerine boyun eğmek, baskıları altında ezilmek, hor görülmek, küçümsenmek, hiçbir hakka sahip olmak demek değildir. Doğru disiplin; eğitimde tutarlı olmak, doğru sınırlar koymak ve sınır ihlali durumunda uyarmak ve yanlış davranışlardan çocuğu caydırma çabasıdır. Doğru disiplin; çocuğu eğitim sürecinde koruyup kollamak, gözetmek ve doğru yönlendirmektir.
Bu bağlamda çocuklarımıza haksızlık etmeyelim. Minik yüreklerine, taşıyamayacakları yükler yüklemeyelim. Masum dünyalarına korkulu anlar yaşatmayalım. Çocuğumuz için güvenilir liman olmayı sürdürelim. Onların bize olan güvenlerini sarsmayalım. Elbette ki hata edeceklerdir. Hatayla büyüyeceklerdir. Fakat bize düşen onları doğruya yönlendirmek, hatalarını düzeltmede onlara destek olmaktır.
Disiplinli anne-baba olacağız diye, merhametten, sevgiden, şefkatten mahrum etmeyelim miniklerimizi. Onları sevelim ve sayalım. Çocuklara hiçbir surette kaşlarını bile çatmayan bir peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmayalım.
Çocuklarımızı yanlış yöntem, tutum ve davranışlarla yetiştirmekten Allah (CC)’a sığınır; kendi kusurlarımızın çocuklarımız üstünde kalıcı davranış sorunlarına sebebiyet vermemesini ümit ederiz.
Pedagog Meliha Timur | Nisanur Dergisi | Ağustos 2019 | 93. Sayı
Yorum yap