Meryem DemirŞiirYazarlar

Bu resim bizim

Ahh!
Nasıl da uzağız kendimize,
Nasıl da kaçkın,
Nasıl küskün,
Nasıl bulanık,
Ve de karanlık…
Ruhlar soğuk limanların rıhtımında esir…
Bakışlar donuk,
Duygular soğuk,
Vicdanlar terörist,
Kalpler hedonist,
Yolcular pusulasız,
Adı kış ümitler, kullanışsız…
Bu resim bizim!
Bu resim flu…
Soğuk, sahte dünyalar
Sisli bulutlarıyla ömür defterini mühürlerken,
Küçük bir kızın çığlığı karanlığı deliyor!
Sükût giymiş yaşlı gözler,
Beyaz ışığı gözlüyor…
Vicdan satılığa çıkarılmış da,
İnsanlık duvar dibinde gözyaşı döküyor…
Kadınlar sırtlarından kırbaçlanırken,
Adalet susma orucunda ezansız iftarı bekliyor…
Bir kadın ki,
Gülünün başını eğmiş,
Sükûtu çare bilmiş,
Adresi yitirilmiş,
Gözyaşı gizlenmiş,
Gözleri korkak bakışlar serpiyor,
Mavisi çalınmış gökyüzünün eteğine…
Ahh! Bu resim bizim!
Bu resim karanlık…
Kelimeler, primler, maskeler egemen olmuş bu arenada…
Şovmenlik, sunilik, sahtecilik
Bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor gün geçtikçe…
İmajla, makyajla, ambalajla flört edip
Saygınlık kazanma arzusu tüm değerleri, hisleri tarumar etti…
Şartlanmışlığın, kutuplaşmanın, önyargının prangalarından
Kurtulmak çok da zor değil aslında…
Vahyin berrak pınarı şafağa daha yakınken,
Neden karanlık ağırlanır ki?
Asırlar öncesine güzellikler bırakan mavi,
Neden anlaşılmaz?
Bu kimlik cenderesi niye?
Neydi bizim kavgamız?
Davamız?
Nihayetsiz bir okyanusun yolcularına sahili selamet vaat edilmişken,
Bu giriftlik neden?
‘Vahye rağmen’ciler dini sentezlerken,
Ruhsuz ve kararsız toplum kime teslim?
Evet, evet bu resim bizim!
Bu resim bulanık…
Oysa sadece ‘sen’ olmak,
Sadece ‘sen’ olarak kalmak,
Samimiyet zemininde çiçekler bitirmez mi?
Sevginin, hakikat bulvarında derinleşmesi,
‘İnsan olma’ sevdamızı perçinlemez mi?
Sadakatin ve gerçekliğin elinden tutup sabaha koşmak
Kaç geceyi kıskandırırdı hâlbuki…
Oysa sadece göğün fısıldadığına kulak vermek;
Geceye gündüzü giydirecek…
Belki bir fidan dikmek,
Kimlik, etiket, taassup dinlemeden tebessüm etmek,
Üşümüş yanlarımızın üzerini örtecek…
Belki biraz sevgi,
Katıksız sevgi;
‘Yaratılanı severim, yaradandan ötürü’ temelli;
Tüm aile ile sıcak bir pazar kahvaltısı değil mi?
Ve biraz saygı;
Yamalar tüm defolu yanlarımızı…
Her şeye rağmen el ele tutuşan kalpler;
Tütsüler küflü yarınları…
Hadi biraz hoşgörü,
Dağıtacak gönüllere inşirahı…

Meryem Demir | Nisanur Dergisi | Kasım 2018 | 84. Sayı

Yorum yap