Bir bal arısı misali olmalıyım! Her güzel kokana doğru uçmalıyım. Kanatlarımı o uğurda harcamalıyım. Belki de her cefaya rağmen pes etmemeliyim, görevimi iyi bilmeliyim. Niçin var olduğumu, neden bu dünya ya geldiğimi…
Bir bal arısı misali olmalıyım!
Çalışmamın sebebini iyi bilmeliyim, ya da insanlık için hangi faydayı vereceğimi iyi düşünmeliyim… Mesela tadı güzel olan çiçeklere konarak olabilir bu iş, ya da daha taze polenlerden toplayarak… Veya bir topluluk halinde çalışarak… İşimi ihmal etmeyerek gerekirse gün sonuna varsam bile yine de âlem-u kâinat için çalışmayı dert etmeliyim kendime… En güzel polenler için her şeye rağmen koşuşturmalıyım.
Evet! Bir bal arısı misali olmalıyım.
Sabahtan adım atmaya başlayıp her türlü engebeye rağmen davamı sahipsiz bırakmamak, bir kurtarıcı olmak için Şeyh Ahmed Yasin’in ‘ümmetinin suskunluğunu Rabbine şikâyet ettiğini’ bilerek gecelere kadar farklı ağaçlara uçup farklı meyveler toplayıp, yuvama döndüğümde ise bunların muhasebesini yapıp ümmetimin karnını doyurmalıyım…
Bir bal arısı misali olmalıyım! Davama sıkıca kenetlenmeliyim. Kimselerin ne söylediğine bakmamalıyım. Güzelliklerimi onların söylemleriyle kaybetmemeliyim. Her adımımda, elde edeceklerimi değil; kime neyi nasıl vereceğimi, elden çıkaracaklarımı düşünmeliyim…
Kimsecikler için alkış sahibi olmamalıyım, olsam bile içten övünmemeli, hesabı Rabbime karşı vermeli; övgülerin ise kalbime zarar vermesine izin vermemeliyim. Anında Rabbime sığınıp istiğfarımı yapmalıyım.
Bir bal arısı misali olmalıyım! Yani doğru şeyin arkasında olmalıyım. Beni ilahi aşka götürecek her gerçeğin arkasında olmalıyım. Esen kasırgaların, yapmacık fırtınaların beni avutmasına izin vermeden rotamı hakikate çevirip hızlıca hareket etmeliyim.
Düşmanlara karşı bir arı misali iğnemi (yani cihad aracımı; belki bu kılıç, belki kalem olur fark etmez) cesaretlice kullanmalıyım.
Kalkanımla da kendimi korumalıyım! Belki bu imanım, belki defterim, belki de sözlerim olur.
Bir bal arısı misali olmalıyım!
“Bütün uyuyanları uyandıracak tek bir uyanık” olmalıyım. (Malcom X)
“Tek kâfirleri değil Müslümanları da” davetime nail etmeliyim. (Mevdudi)
“İnancımla haksız gücün karşısında olduğum gibi, güçsüz hakkın yanında da olmalıyım.” (Cevher Dudayev)
Tağuti güce karşılık asla vefalı olmamalı, en küçük oyunlarına bile alet olmayı göze almamalı, bir zalimi filmin içinde en küçük figür bile olmamalıyım…
Seyyid Kutub’un dediği gibi “Namazda Allah’ın birliğine şehadet eden parmağımla bir tağutun hükmünü asla onaylamamalıyım!”
“Çünkü ben asla teslim olmam; ya kazanırım ya ölürüm” (Ömer Muhtar) cümlesini beynime nakşetmeliyim…
En sonunda da bir nida ile göz yummalıyım bu fani hayata:
“Şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara.” (Metin Yüksel)
Ve böylece şehadetimle son vermeliyim bu davama.
“Biz inandığımız davaya koşarak gideriz
Koşarak gidemezsek yürüyerek gideriz
Yürüyerek de gidemezsek sürünerek gideriz!” (Necmettin Erbakan)
Senanur Şimşek | İzmir | Nisanur Dergisi | 80. Sayı | Temmuz 2018
Yorum yap